Elazığ’da, yerel bir televizyon kanalı olan Kanal Fırat’ta çalışan Semra Demirelli’nin trajik hikayesi, 2023 yılı Temmuz ayında meydana gelen bir olayla başlamaktadır. Demirelli, çalışma arkadaşlarından biriyle yaşadığı sorunlar neticesinde, kanalın sahibi Vahap Selim Çetin ile yollarını ayırmak istemiştir. Ancak, ayrılma isteği hayatına mal olmuştur.
Vahap Selim Çetin, Semra Demirelli’nin ayrılma isteğini kabul etmedi ve sonrasında korkunç bir olay gerçekleşti. Çetin, 25 Temmuz 2023 tarihinde, Demirelli’yi ensesinden silahla vurdu. Bu olay, medya ve toplumda büyük bir infial yarattı. Saldırının ardından Vahap Selim Çetin, derhal intihar ederek yaşamına son verdi. Bu durum, hem Demirelli’nin hem de Çetin’in aileleri için büyük bir üzüntü kaynağı oldu.
Semra Demirelli, ağır yaralandıktan sonra acil olarak Fırat Üniversitesi Hastanesi’ne kaldırıldı. Hastaneye girişinden itibaren, yoğun bakıma alındı ve hayatta kalmak için büyük bir mücadele vermeye başladı. 49 gün süren bu zorlu süreçte, Demirelli’nin sağlık durumu sürekli bir belirsizlik içinde seyretti. Ailesi ve arkadaşları, her gün hastanede ona destek olmaya çalıştı, dualar ettiler. Ancak, ne yazık ki Demirelli, hayatta kalma mücadelesini kaybetti ve 12 Eylül 2023 tarihinde hayata gözlerini yumdu.
Demirelli’nin ölümü, hem Elazığ’da hem de ülke genelinde büyük bir tepki ve kederle karşılandı. Sosyal medyada ve yerel basında, cinayet ve kadın şiddetiyle ilgili tartışmalar yeniden alevlendi. Çeşitli sivil toplum kuruluşları, kadın hakları savunucuları ve yerel aktivistler, bu olayın önlenmesi adına daha sert yasaların ve toplumda farkındalığın artırılması gerektiğini vurguladılar. Kadınlar, bu tür durumların yaşanmaması için bir araya gelirken, kamuoyunu bilinçlendirme çağrısı yaptılar.
Semra Demirelli’nin avukatı, olayla ilgili olarak yasal süreçlerin başlatıldığını ve faillerin adalet önünde hesap vermesi gerektiğini belirtti. Elazığ Cumhuriyet Savcılığı, olayın detaylarını araştırmaya devam etti ve bu doğrultuda bir soruşturma açtı. Toplumda, sadece faillerin değil, sistemin de hatalarının sorgulanması gerektiği yönünde birçok görüş dile getirildi.
Semra Demirelli, yerel medyada çalışarak birçok insanın hayatına dokunan, sevecen bir kişilik olarak anılmaktadır. Onun ölümü, sadece kişisel bir kayıp değil, aynı zamanda toplumun kadınlara yönelik tutumunu sorgulamasına neden oldu. Kadın şiddeti ve cinayetleri, ülke gündeminde tartışılmaya devam ederken, Semra Demirelli’nin hikayesi, benzer olayların önlenmesi için bir motivasyon kaynağı olmayı sürdürecek gibi görünüyor. Toplumun tüm kesimlerinin bu durumu dikkate alması ve birlikte hareket etmesi gerekmektedir.
