Gazze’deki Filistin Sağlık Bakanlığı, İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik son 470 gündür sürdürdüğü saldırılar hakkında detaylı bilgiler sunmuştur. Bu süreç boyunca yaşanan olaylar, bölgedeki insani durumu ve halkın yaşam koşullarını ne denli zorlaştırdığını gözler önüne sermektedir. Saldırılar sonucunda, sadece son 24 saat içinde, 23 Filistinlinin hayatını kaybettiği ve 83 kişinin yaralandığı bildirilmektedir.
Açıklamaya göre, İsrail ordusu son bir günde gerçekleştirdiği “3 katliam” ile Filistinli ailelere büyük bir zarar vermiştir. Bu tür saldırılar, özellikle sivil halkı hedef alarak, bölgedeki gerilimi artırmakta ve insani krizi derinleştirmektedir. Filistin Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre, 7 Ekim 2023’ten bu yana, İsrail’in düzenlediği hava saldırıları ve kara harekâtları sonucunda ölenlerin sayısı toplamda 46,899’a, yaralı sayısı ise 110,725’e ulaşmıştır.
Bu durum, Gazze’deki sağlık sisteminin çok ciddi bir baskı altında olduğunu da göstermektedir. Hastaneler, yaralıların tedavi edilmeleri için gereken donanım ve personel eksikliği ile yüz yüze kalmakta, ayrıca devam eden saldırılar nedeniyle sağlık çalışanları da hayati risklerle karşı karşıya kalmaktadır. Savaş ve çatışmaların yıprattığı bu ortamda, sivil halkın temel ihtiyaçlarını karşılaması mümkün olmayan bir yapı ortaya çıkmaktadır.
Özellikle son günlerde yaşanan artan çatışmalar, uluslararası toplumun dikkatini bir kez daha Gazze’ye çekmiştir. Ancak, bu duruma yönelik uluslararası müdahale ya da çözüm önerileri oldukça kısıtlı kalmıştır. İnsan hakları örgütlerinin ve BM’nin daha önceki raporları, Gazze’deki insani durumun aciliyetini vurgulamakta ve bu konuda adım atılması gerektiğinin altını çizmektedir.
Sonuç olarak, Gazze Şeridi’nde yaşanan bu çatışmalar, bireylerin hayatlarını, sağlıklarını ve yaşam standartlarını tehdit eden ciddi bir kriz olarak sürmektedir. Filistin Sağlık Bakanlığı’nın raporları, bu sürecin ne denli yıkıcı sonuçlar doğurduğunu göstermekte ve bölgedeki tugayların sivil halkın güvenliğini sağlamada ne denli yetersiz kaldığını ortaya koymaktadır. Bu tür olayların devamı, sadece bölgedeki mevcut durumu değil, aynı zamanda uluslararası barış ve güvenliği tehdit etmeye devam edecektir.
