Kanada’nın McGill Üniversitesi’nde gerçekleştirilen bir araştırma, ‘Community Earth System Model’ kullanılarak Arktik bölgesinin kapsamlı bir simülasyonunu ortaya koymuştur. Bu araştırmada, özellikle deniz akıntıları ve buz hareketleri gibi doğal etmenlerin etkileri üzerinde yoğunlaşılmıştır. Atmosfer bilimci Bruno Tremblay, “Çalışmalarımız, İklim Değişikliğinin etkilerini anlayış şeklimizi değiştirebilir, LIA’nın tahmin edilenden çok daha önce ortadan kalkabileceğini gösteriyor” ifadelerini kullanarak, bulguların önemine dikkat çekmiştir.
Modelleme sonuçlarına göre, Merkezi Arktik Okyanusu, 2035 yılı gibi erken bir tarihte mevsimsel olarak tamamen buzsuz hale gelebilir. Bu süreç bir kez başladıktan sonra, ‘Son Buz Bölgesi’ olarak adlandırılan alanın tamamen kaybolması 6 ila 24 yıl içinde gerçekleşebilir. Öncelikli tahminler, kalıcı deniz buzunun varlığını onlarca yıl sürdürebileceğini öngörüyordu; ancak yeni araştırmalar, bu süre zarfını önemli ölçüde kısaltmaktadır.
Araştırmacılar, bölgenin geleceğinin, özellikle kuzey kısmına bağlı olduğunu belirtmektedir. Bu alanda, buzun taşınmasını engelleyen ve daha kalın buz tabakalarının birikmesini sağlayan kritik faktörler mevcuttur. Buz örtüsüne bağımlı olan kutup ayıları, foklar ve birçok farklı tür, bu dönüşümden olumsuz etkilenmektedir. Önemli bir bilgi olarak, LIA bölgesi, dünya üzerindeki kutup ayılarının yaklaşık dörtte birine ev sahipliği yapmaktadır.
Buz kaybı ile ilgili olumsuz etkilerden biri, 2019 yılında yayınlanan ‘Our Planet’ belgeselinde belgelendiği gibi, deniz buzlarını kaybetmeye başlayan morsların uçurumdan düşerek hayatlarını kaybetmeleridir. Bunun yanı sıra, Arktik bölgesindeki yerli halkların geçim kaynakları da dahil olmak üzere birçok yaşam biçimi, bu değişimle tehdit altındadır. Buz kaybının, gıda güvenliğinden sosyo-kültürel yapıya kadar pek çok alanda derin etkiler yaratacağı öngörülmektedir.
Sonuç olarak, McGill Üniversitesi’nin araştırması, Arktik bölgesindeki iklim değişikliği ile ilgili gerçeklerin ciddiyetini gözler önüne sererken, bu durumu etkileyen faktörleri ve potansiyel sonuçlarını vurgulamaktadır. Buzsuzlaşma süreci, ekosistemlerin dengesi ile insan topluluklarının varlığını tehdit eden bir sorun olarak öne çıkmaktadır. Bununla birlikte, bu bulguların, iklim değişikliği ile mücadelede alınacak önlemlere yönelik yeni bir aciliyet katabileceği anlaşılmaktadır.
