Lauren Heavner’dan Ziyaret Edilmemesi Gereken 5 Yer

Lauren Heavner, turizm alanında deneyimlerini paylaşarak dünya genelinde 170 ülke ziyaret ettiğini açıklıyor. Ancak, bazı yerlerin kendisinde pek de olumlu bir etki bırakmadığını belirtiyor. TikTok’ta paylaştığı bir video ile en kötü beş destinasyonu sıralayarak, her birinin neden bu listeye dahil olduğunu ayrıntılı bir şekilde anlatıyor.
Monako
Heavner, Monako hakkında görüşlerini ifade ederken, ülkenin kültürel derinliğinden yoksun olduğunu ve zenginler için tasarlanmış bir yaşam alanı olarak göründüğünü dile getiriyor. “Sokaklarda yürümek ve ilginç bir şey görmek mümkün değil. Burada beni rahatsız eden, gerçekliğin acı tadı; burası sadece zenginler için yaratılmış” ifadelerini kullanıyor. Monako’daki ziyaretlerde, bulunduğu ortamın aşırı lüksü yüzünden kendisini rahatsız hissettiğini anlatan Heavner, bu durumun onun için tamamen hayal kırıklığı olduğunu kaydediyor.
Heavner, Malezya’ya ilişkin görüşlerini de paylaşıyor ve burada kadınların saçlarını örtmeleri, omuzlarını ve dizlerini göstermemeleri gerektiğini vurguluyor. Bu durumun, yerel kültüre saygı açısından önemli olduğunu düşünüyor. Ayrıca, Kanada’dan fazla etkilenmediğini belirtirken, Amerika Birleşik Devletleri’nde doğduğundan buranın tanıdık ve tahmin edilebilir gelmesinin altını çiziyor.
Fransa’da turistlerle olan etkileşimleri de ele alarak, oranın genel tavrını ve yabancılara karşı verilen tepkileri aktarıyor. Heavner, “Fransa’nın yabancılara sıcak davranmasıyla tanınmadığı” konusuna dikkat çekiyor ve orada karşılaştığı belli başlı olumsuzlukları dile getiriyor. “Belli bir soğukluk var, eğer hazırlıklı değilseniz duvar gibi görünebilecek bir tedbir” açıklamasında bulunuyor.
Gana
Gana’nın başkenti Akra’yı birkaç kez ziyaret eden Heavner, şehirde “yapacak pek bir şey olmadığını” düşünüyor. Akra sokaklarında yalnız başına dolaşırken hissettiği rahatsızlık da dikkat çekiyor. “Kaos ve bilinmeyen ortam, yalnız bir yabancı için rahatlatıcı değildi” diyerek, şehirdeki huzursuzluğundan bahsediyor. Ayrıca, Gana’daki erkeklerin sokaklarda idrar yapmalarını ve gözlemlediği yoksulluk manzarasını da eleştiriyor. “Çocuklar çalışıyordu, ve dükkanlar ithal ürünlerle doluydu, ama bunlar çoğu sakinin karşılayamayacağı şeylerdi,” sözleriyle karşılaştığı zorluklara dair sert bir eleştiride bulunuyor.
Malezya
Malezya’yı “oldukça yozlaşmış” olarak nitelendiren Heavner, başkent Kuala Lumpur’a ve Batu Mağaraları’na yapılan ziyaretlere hayal kırıklığıyla yaklaşmakta. Mağaralarda yaklaşık bin adımın olduğunu ve zirveye ulaştığında bunun aslında bir mağara olmadığını keşfettiğinde yaşadığı hayal kırıklığını dile getiriyor. O gün aşırı sıcak ve nemli havanın nefes almakta zorluk çıkardığını da vurguluyor. Ayrıca, mağaralarda kadınların kapalı giyinmeleri gerektiğini, ancak erkekler için böyle bir kısıtlama olmadığını ifade ediyor.
Kanada
Kanada hakkında ise “çok fazla olumsuz yanı yok” dediği halde, “fazla tanıdık” bulduğunu ifade ediyor. “O kadar tanıdık ki tahmin edilebilir geliyor. Aynı büyük mağazalar, aynı genel atmosfer, ama insanlar daha nezaket dolu,” diyor. Amerikan perspektifinden konuştuğunu belirten Heavner, Kanada’nın harika bir ülke olduğunu kabul etse de “tam olarak egzotik” olmadığını açıklıyor. Ancak, Fransız Kanada’nın eski dünyanın