İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, kayyum atamalarına yönelik açıklamalarda bulunmak üzere 12. Brand Week İstanbul etkinliğine katıldı. Bu yıl ‘Bir Tarihin Başlangıcı’ temasıyla düzenlenen etkinlikte, “Yeni ve Adil Bir Başlangıç Mümkün” başlıklı konuşmasında, hem ulusal hem de küresel çapta yaşanan adaletsizlikler üzerinde durarak özellikle kayyum uygulamasına değindi.
Konuşmasında, görevden alınan belediye başkanlarının yerine geçici olarak atanacak kişilerin, belediye meclisi tarafından seçilmesi gerektiğini vurgulayan İmamoğlu, evrensel hukuk ve demokrasi standartlarına dikkat çekti. “Bu yüzden Türkiye Belediyeler Birliği Başkanı olarak inisiyatif alıyorum. Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki partilerin genel başkanlarıyla bizzat görüşüyorum,” dedi. Görüşmediği kişilere karşı ısrarla devam edeceği mesajını verdi.
Halkın yaşadığı ekonomik zorluklara, sağlık, eğitim, adalet ve güvenlik sorunlarına da değinen İmamoğlu, “Biz, demokrasiyi koruyacak, özgürlüklere sahip çıkacak sorumlulukla hareket ediyoruz. Etmeye de devam edeceğiz” ifadelerini kullandı. Bu süreçte geri adım atmadıklarını, Türkiye’nin geleceğinin muhafızı olmak için mücadele edeceklerini belirtti.
“TARİHİN SONU’ DİYORLARDI, ÖYLE OLMADI!”
Konuşmasına devam eden İmamoğlu, “Normalde bu gibi seçkin topluluklara hitap eden her siyasetçi, kendi projelerini anlatmak ister. Ancak, ben yarın için fikirler arayan yaratıcı profesyonellerin bulunduğu bu salonda, ortak geleceğimiz hakkında değerlendirmeler yapmak istiyorum.” dedi. 1990’ların başında başlayan döneme atıfta bulunarak, o yıllarda ‘Tarihin Sonu’ tezi tartışılmıştı. Ancak, bu tezin doğru olmadığını, dünya genelinde çeşitli zorlukların yaşandığını belirtti.
İmamoğlu, demokrasilerin ciddi zorluklar yaşadığını ve popülizmin artış gösterdiğini ifade ederek, “Bugün, geçmiş otuz yıldaki krizleri aşmak bizim elimizde. Ancak bu yeni aşamanın nasıl bir dünya getireceği, hangi yolu seçeceğimize bağlı.” dedi.
“ÖNÜMÜZDE İKİ SEÇENEK VAR”
İmamoğlu, karşılaştıkları zorlukların iki alternatif getirdiğini belirtti: Parçalanma ve krizler ile dolu bir gelecek veya dayanışma ve iş birliği ile inşa edilebilecek umut dolu bir dünya. “Eğer her ülke kendi içine kapanırsa, kutuplaşmayı sürdürürse, karanlık bir tablo ile karşılaşacağız,” diyerek sözlerine devam etti.
“BEŞ FARKLI ALANDA DERİNLEŞEN ADALETSİZLİK VAR”
İmamoğlu, günümüzdeki en büyük zorlukların beş farklı alanda derinleşen adaletsizlikler olduğunu vurgulayarak, bu alanlar arasında teknolojik adaletsizlik, iklim adaletsizliği, göç sorunları, gelir adaletsizliği ve temsilde adaletsizlik yer aldığını belirtti. “Bu alanlardaki adaletsizlikleri çözmeden, daha iyi bir gelecek inşa etmemiz mümkün değil,” ifadelerini kullandı.
Teknolojik adaletsizliğin yoksul ülkeleri daha geriye götürdüğünü, iklim adaletsizliğinin de en çok gelişmemiş ülkeleri etkilediğini vurguladı. Göçlerin hem bir sonuç hem de sebep olduğunu ifade eden İmamoğlu, gelişmiş ülkelerin bu konuda daha fazla sorumluluk alması gerektiğine dikkat çekti. Gelir dağılımındaki uçurumun toplumsal bütünlüğü tehdit ettiğini ve sosyal huzursuzlukları artırdığını belirtti.
