Dijital Dünyanın Etkisi: Yüzde 88,8 Kişi İnternette

Covid-19 salgınından bu yana evlerimizde kalarak hayatımızın önemli bir bölümünü dijital ortamlara taşımış olduk. Bu durum, teknolojik ilerlemedeki hızlı değişim sayesinde dijital ortamın gelişmesine ve çeşitliliğinin artmasına yol açtı. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından yayınlanan Hanehalkı Bilişim Teknolojileri Kullanım Araştırması’na göre, 2024 yılında internet kullanan bireylerin oranı %88,8’e ulaştı. Bireylerin en çok kullandığı sosyal medya ve mesajlaşma uygulamaları arasında %86,2 ile WhatsApp, %71,3 ile YouTube ve %65,4 ile Instagram öne çıktı.
Prof. Dr. Ayşe Bilge Selçuk, “Dijital Çağda Sağlıklı Çocuk Yetiştirmek” adlı kitabında, dijital araçların doğru kullanımını ele alıyor. Dijital dünyadan çocukları korumanın en temel yolu dijital farkındalık ve okur-yazarlık becerilerini kazandırmaktır. Selçuk, yeni kitabı üzerinden sosyal medyayı, teknoloji çağında ebeveyn olmayı ve dijitalleşmenin çocukları şiddet ve suça teşvik etme şeklini ele aldığımız bir röportaj yaptık.
Discord ve diğer platformlarda suç sayılan birçok şiddet olayı yaşandığını gözlemledik. Bu hızlı artışın ardında yatan sebepleri nasıl değerlendiriyorsunuz? Eskiden de var olan ama artık daha yaygın hale gelen bir durum. Bu tür ortamlarda kişi, yaşadığı şiddeti gerçek hayattaki gibi algılayamayabilir. Sanal ortamda fiziksel sınırlar olmayabilir ancak psikolojik sınırlara ihtiyaç vardır. Dijital dünya ile birlikte dürtüsellik artmaktadır ve kişilerin duygularını, dürtülerini yönetme becerileri zayıflamaktadır. Bu nedenle, sosyal mecraların kullanımı konusunda sınırlamalar getirilmesi gerekmektedir.
Ebeveynler, çocukları dijital dünyaya karşı nasıl koruyabilirler? Ebeveynler, çocuklarıyla dijital dünyayı kullanmayı öğretmeli ve sınırlar koymalıdır. Bu süreçte çatışmalar yaşanabilir ancak ebeveynlerin çocuğun gelişim seviyesine uygun olarak hareket etmeleri önemlidir. Çocuğun dijital teknolojileri kontrollü bir şekilde kullanmasını sağlamak, anne babalar için zorlu bir süreç olabilir ancak gereklidir. Çocuğu dijital bağımlılıktan korumak için belirtileri gözlemlemek ve müdahale etmek önemlidir.
Devletin bu konuda yapabileceği en önemli adım, dijital okuryazarlık kursları açmaktır. Devlet, vatandaşlara dijital okuryazarlık konusunda eğitim ve bilinçlendirme sağlamalıdır. Ayrıca, sürekli güncellenen ve çeşitlenen dijital mecralara karşı aktif bir şekilde çalışacak bir dijital dönüşüm ofisi oluşturulmalıdır. Bu sayede, toplumun dijital teknolojilere karşı bilinçlenmesi ve korunması sağlanabilir.