Dünya

Soğuk Savaş: Soykırımdan Kurtulanlardan İsyan

Yahudi soykırımından kurtulan 99 yaşındaki Albrecht Weinberg ve 52 yaşındaki fotoğraf sanatçısı Luigi Toscano, önemli bir karar alarak Almanya’nın en üst düzey devlet nişanlarından biri olan Federal Liyakat Nişanı’nı iade etme kararı aldı. Bu karar, sadece kişisel bir tavır almakla kalmayıp, aynı zamanda Almanya’da yaşanan siyasi gelişmelere karşı bir tepki olarak düşünülebilir.

Toscano ve Weinberg, bu ödülü demokratik değerlerin korunmasına adanmış bir sembol olarak gördüklerini belirtirken, mecliste yaşanan gelişmelerin bu değerlere aykırı olduğunu düşündüklerini dile getirdiler. Bu açıklama, sadece sembolizmin ötesinde, toplumsal bir vicdan çağrısı niteliği taşıyor.

DEMOKRASİYE YÖNELİK BİR TEHDİT

Luigi Toscano, Güney Batı Radyo Televizyon Kurumu (SWR) ile yaptığı röportajda, Hristiyan Birlik Partileri (CDU/CSU) tarafından önerilen ve aşırı sağcı Alman Alternatif Partisi (AfD) tarafından desteklenen göç politikaları tasarısının kabul edilmesinin kendisi üzerinde derin bir etki bıraktığını ifade etti. Toscano, bu durumu “şu anda yaşananlar demokrasiye yönelik bir tehdittir” şeklinde tanımlayarak, bu nedenle Albrecht Weinberg ile birlikte Federal Liyakat Nişanı’nı iade etme kararı aldıklarını belirtti.

Sanatçı Luigi Toscano, 2021 yılında UNESCO tarafından “Barış Sanatçısı” unvanına layık görülmüştü. Yaşananlar, onun ismini uluslararası alanda duyurmuş ve özellikle Yahudi Soykırımı’ndan kurtulanların portrelerini çizerek tanınmasını sağlamıştır. Toscano’nun bu bağlamda aldığı ödül, yalnızca bireysel bir başarı değil, aynı zamanda tarihsel bir hatırlatmaya yönelik bir çaba olarak da değerlendirilmektedir.

ALMAN SİYASETİNİ SARSAN KARAR

Öte yandan, CDU/CSU’nun göç politikaları ile ilgili önergesi, ülkede göçmenler üzerinde ciddi kısıtlamalar getirmeyi hedeflemekte. Bu önerge, ülkeye giriş belgesi bulunmayan sığınmacıların geçişinin yasaklanmasını ve yasadışı olarak ülkede bulunanların gözaltına alınarak sınır dışı edilmesini öngörüyor. Bu tür bir politika, sadece sığınmacılar için değil, aynı zamanda Alman toplumu için de derin sonuçlar doğurma potansiyeline sahip.

Bununla birlikte, tasarının AfD’nin desteğiyle kabul edilmesi, CDU/CSU’yu sert eleştirilerin hedefi haline getirdi. Alman siyasi arenasında, partilerin AfD ile kurdukları bu işbirliği, diğer siyasi gruplar tarafından aşırı sağ ile işbirliği olarak değerlendirilmekte. Bu durum, CDU/CSU’nun göçmen politikasında izleyeceği yolu sorgulatmakta ve toplumsal kutuplaşmayı derinleştirmekte. Sonuç olarak, Toscano ve Weinberg’in iade kararı, sadece kişisel bir duruş değil, aynı zamanda demokrasinin, insani değerlerin ve insan haklarının korunması adına da bir çağrıdır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu