Gündem

Kayyım Atamaları Türkiye’de Demokrasiyi Tehdit Ediyor

Son günlerde Türkiye’deki yerel yönetimler üzerinde önemli bir tartışma başlatan kayyım atamaları, CHP’li Esenyurt Belediyesi’ne atanan kayyım ile hız kazandı. İçişleri Bakanlığı’nın, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) yönetimindeki Mardin Büyükşehir Belediyesi, Batman Belediyesi ve Halfeti Belediyesi’ne kayyım ataması, kamuoyunun gündemine oturdu. Bu durum, Türkiye’deki demokratikleşme sürecine olan inancı sarsacak nitelikte bir gelişme olarak değerlendiriliyor.

Birleşen 16 bölge barosu, Adıyaman, Ağrı, Batman, Bingöl, Bitlis, Dersim, Diyarbakır, Hakkari, Iğdır, Kars, Mardin, Muş, Siirt, Şanlıurfa, Şırnak ve Van’dan yapılan ortak açıklamada, kayyım atanmasının hukuki ve etik boyutları ele alındı. Barolar, bu uygulamanın, seçmen iradesinin yok sayılması ve hukuk güvenliğinin zayıflaması gibi sonuçlar doğurduğuna dikkat çekti. Yapılan açıklamada, “Masumiyet karinesinin ihlal edildiği ve seçmen iradesinin yok sayıldığı kayyum uygulaması Türkiye’de bir yönetsel rejime dönüşmüştür” ifadeleriyle bu durumun ciddiyeti vurgulandı.

Açıklamada, Mardin, Batman ve Halfeti belediye başkanlarının İçişleri Bakanlığı tarafından görevden alındıkları ve yerlerine kayyım atandıklarının altı çizildi. Anayasa’nın 67. maddesi uyarınca güvence altına alınan seçme ve seçilme hakkının, demokratik bir toplum için temel bir unsur olduğuna vurgu yapıldı. Seçilmiş başkanlara kayyım atanmasının hiçbir koşulda kabul edilemeyeceği ifade edildi. Barolar, bu durumun, ilgili hukuki sorunların çözümü için belediye meclisi üyeleri arasında yapılacak bir seçim mekanizması ile aşılabileceğini kaydetti.

‘Kayyım uygulaması hukuka olan güveni zayıflatmaktan başka bir netice üretmiyor’

Açıklamanın devamında, anayasada belirtilen hükümlerin ihlali, masumiyet karinesinin ihlali ve seçmen iradesinin yok sayılmasının kabul edilemeyeceği belirtilirken, kayyum uygulamasının Türkiye demokrasisine büyük zararlar verdiği vurgulandı. Barolar, bu kayyım uygulamasının sonuçlarının, yalnızca seçmenin inancını zayıflatmakla kalmayıp, hukuka olan güveni de aşındırdığını ifade ettiler.

Significant passage in this statement emphasizes that the undersigned bar associations firmly oppose the regime of trusteeship, calling for the immediate reversal of this unlawful decision that usurps the will of the people. They urged respect for the people’s will and the rule of law, signaling a strong demand for the restoration of democratic values in local governance. Böylelikle, kayyum atamalarının toplumsal ve hukuksal etkileri üzerinde yoğunlaşan bu açıklama, Türkiye’nin siyasi atmosferinde ciddi bir tartışma başlattı.

Kaynak: ANKA

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu