Kamudaki ağız ve diş tedavi merkezlerindeki yoğunluk dikkat çekerken, burada görev yapan diş hekimi sayısı da giderek düşüyor. Gerek kamuya yeteri kadar atama yapılmaması gerek yoğunluk, mobbing, iş yükü gibi nedenler kamudaki diş hekimlerinin sayısının da düşmesine yol açıyor. Sağlık Bakanlığı verilerine göre, ülkede diş hekimlerin yüzde 58’i özelde görev yaparken, bakanlık bünyesinde görev alan diş hekimi sayısının yüzde 29’larda kalması dikkat çekiyor. Diş hekimlerinin bölgesel dağılımında eşitsizlik olduğunu belirten hekimler “Bu durum yurttaşın kamudan diş randevusu bulmasını zorlaştırıyor. Hastalar da diş hekimleri de mutsuz” dedi.
AKP hükümetinin Sağlıkta Dönüşüm Politikaları ağız ve diş sağlığı tedavisini de vurdu. Kamuya ait sağlık kurumlarındaki ağız ve diş sağlığı merkezlerinden randevu almak her geçen gün zorlaşırken, yurttaş adeta özel merkezlere mahkûm edildi. Bu durum Sağlık Bakanlığı istatistiklerine de yansıdı. 66 ilde bakanlık bünyesindeki sağlık tesislerinde 100 bin kişiye düşen diş hekimi sayısının 20’nin altında olduğu, bir kişinin diş hekimine yılda başvurusu da yaklaşık 0,6’larda kalması dikkat çekti.
Türk Diş Hekimleri Birliği Başkanı Prof. Dr. Tarık İşmen, ülkede özel, kamu ve üniversitelere ait toplam 35 bine yakın diş hekimliği ünitesi bulunduğunu belirterek, bu durumun dağılım eşitsizliğine yol açtığını vurguladı. İşmen, 100 bin kişiye düşen diş hekiminin yetersiz olduğunu belirterek, bu durumun sorunları daha da büyüttüğünü ifade etti.
2023 yılında 7 bin diş hekiminin mezun olduğunu hatırlatan İşmen, kamudaki istihdamın yetersiz olduğunu ve bu durumun diş hekimlerini kamudan uzaklaştırdığını belirtti. Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) üyesi Kubilay Yalçınkaya ise ağız ve diş sağlığı hizmetlerine erişimdeki sorunlara dikkat çekerek, özellikle yoksulların bu hizmetlere erişiminin zorlaştığını söyledi.
Ülke genelinde yalnızca 5 ilde yıllık kişi başına diş hekimine başvuru 1 ve üzerindeyken, diğer illerde bu rakamlar çok düşük seviyelerde kalmaktadır. Bu dağılım sorunu, kamusal hizmetin özel sektöre göre gerisinde kalmasına neden olmaktadır. Bu durum, ağız ve diş sağlığı konusundaki problemleri daha da derinleştirmektedir.
Sonuç olarak, Türkiye’de diş hekimlerinin bölgesel dağılımındaki eşitsizlik ve kamudaki eksik istihdam sorunları, ağız ve diş sağlığı hizmetlerine erişimi olumsuz etkileyerek sorunların büyümesine neden olmaktadır. Kamu ve özel sektör arasındaki dengeyi sağlayarak, halkın daha kolay ve etkin bir şekilde bu hizmetlere erişebilmesi için çözümler üretilmelidir.
