Gündem

Faylar, Kırılmalar ve Artçı Depremler

Deprem, Prof. Dr. Okan Tüysüz’ün açıklamalarına göre, yerkabuğunu oluşturan kayaların, Dünya’nın dış kısmını oluşturan ve “levha” adı verilen hareketli parçaların uyguladığı kuvvetler (stres) sonucunda “fay” adı verilen düzlemler boyunca kırılması sonucu meydana gelir.

Onlarca hatta bazen yüzlerce kilometre uzunluğunda ve genellikle 10-15 kilometre derinliğinde olan fayların boyutu ile kırılmaları durumunda ortaya çıkacak depremin büyüklüğü arasında doğru orantı bulunmaktadır. Yani fayın boyu ve derinliği ne kadar büyükse oluşacak depremin büyüklüğü de o kadar fazla olmaktadır.

Artçı depremler, deprem esnasında fay düzleminin iki kenarındaki kayaların hareketi sonucu meydana gelir. Bu hareket, depremden sonra da devam eder ve artçı depremlere neden olur.

Ana deprem şokunu takip eden artçı depremler, genellikle ana şokun bir derece altındaki büyüklüğe kadar ulaşabilir. Artçı depremlerin sayısı değişkendir ancak genellikle deprem büyüklüğü arttıkça daha çok artçı meydana gelir ve daha uzun süre devam eder.

Artçı depremlerin yayılım alanı, genellikle depremde kırılan fay boyunun iki misli olarak kabul edilmektedir. Fayın kırılması ve artçı depremlerin oluşması süreci çıta kırılması örneği ile anlatılabilir.

Artçı sarsıntıların sayısı ana şoktan sonraki dönemde azalır ve sönümlenir. Her depremde artçı sarsıntıların sayısı ana şoktan sonraki ilk günlerde en fazladır ancak zamanla azalır. Büyük artçılar daha seyrek, küçük artçılar ise daha sık meydana gelir.

Ülkemizde 6 ve daha büyük depremlerin yıkıcı etkileri görülebilmektedir. Bu nedenle 7 ve daha büyük ana depremlerin artçıları yıkıcı olabilirken daha küçük depremlerin artçıları ise hasarları artırabilir.

Depremlerde hasar gören yapıların bir kısmı artçı şoklar nedeniyle yıkılabilir. Bu nedenle deprem sonrasında artçı depremlerin olasılığı göz önünde bulundurulmalı ve hasarlı yapılar tehlikeli olabilir.

Gelişmiş ülkelerde deprem yönetmelikleri, hasarlı binalara giriş konusunda belirli kurallar içermektedir. Ancak ülkemizde henüz bu konuda bir yönetmelik bulunmamaktadır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu