Döviz Kuru Tartışmaları: Ekonomide Tehlike Alarmı!

Ali Can POLAT
Ekonomi yönetiminin belirli bir seviyede tuttuğu döviz kuru, iş dünyasının ve sanayicilerin temel şikayet konularından biri haline geldi. Özellikle ihracatçılar, döviz kurunun ne yönde gelişeceğine ilişkin endişelerini dile getirerek, bu yılın hangi kur seviyesinde devam edeceği sorusunu gündeme getirdi. Katıldığı bir etkinlikte döviz borçları hakkında uyarılar yapan Topkapı Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Emre Alkin, sanayicilerin dolar beklentisine dikkat çekerek, “Dolar ne olacak sorusunun tek cevabı, ‘Allah’ın dediği olur’. Uzun bir süredir doları tutuyoruz, bir saldık mı gideceği yere kadar gidecek. Eğer döviz geliriniz varsa döviz alabilirsiniz ama yoksa dikkatli olun” ifadelerini kullandı.
MERKEZ YANILIYOR
Döviz kurunu baskılayarak enflasyonu düşürme çabasının etkisiz olduğunu vurgulayan Alkin, Merkez Bankası’nı sert bir dille eleştirdi. “Dövizi tutarak enflasyonu kontrol altına almaya çalışırsanız, herkes kendi kafasındaki döviz fiyatına göre fiyat belirler. Müşteri ise fiyat artmadan alım yapma eğiliminde stok yapar. Satış fiyatı yüksek olsa bile alır. Ekonomi yönetimi, 20. yüzyıla ait bir modelleme yaparak modern dünyadan kopuk bir yaklaşım sergiliyor. İnsanları döviz işlemlerinden uzaklaştırmaya çalışıyorlar ama şu an müzik çalıyor, herkes ayakta durmak zorunda; müzik bitince bakalım hangi sandalyeye kim oturacak” diyen Alkin, bir Merkez Bankası yöneticisinin yaptığı bir açıklamaya da atıfta bulunarak, “Biz bir modelleme yaptık, bu modellemelerle kopuk bağları inşa ediyoruz ama sonuç vermiyor” diye belirtti. Alkin, bu tür uygulamaların çalışmadığını çünkü ekonomi yönetiminin dünya gerçeklerinden habersiz olduğunu vurguladı. Önceki ekonomi yönetiminin uygulamalarının o kadar kötü olduğunu belirten Alkin, yeni gelen yönetimlerin bile özgeçmişleriyle övüldüğünü ancak daha kötü olmasının mümkün olduğunu ve gerçekten kötüleştiğini ifade etti.
Gençler yalnız, aç ve depresyonda
Alkin, iş dünyasının hedef kitlesi olan nüfusu tanımadığını ve bu durumun ciddi sorunlara yol açtığını belirtti. “Dünya artık resmi verilere inanmıyor. Resmi rakamlar ile yıl sonu enflasyonu yüzde 30 olarak bekleniyor ama insanlar yüzde 50 bandını hissediyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan verilere göre Türkiye’de 17 milyon kişinin yalnız yaşadığı belirtiliyor, dolayısıyla yalnız yaşayanların sayısı daha fazla. Ayrıca Türkiye, gıdadan yoksun gençler liginde üçüncü sırada. Yani gençlerimiz gıdaya maka ulaşmakta zorlanıyor, yalnızlık ve depresyon sorunuyla mücadele etmek zorunda kalıyorlar. Bunu tanımak ve buna göre çözüm bulmak gerekiyor. Gittiğiniz restorandaki genç garson, sizi anlamıyor çünkü yalnız, gıdaya erişimi kısıtlı ve antidepresan kullanıyor” şeklinde konuştu.