Amerikalı ekonomist Nicholas Eberstadt, yakın zamanda Foreign Affairs dergisinde yayımladığı makalesinde dünya nüfusunun giderek azaldığını belirtti. Şu anda dünya genelinde 8.155.500.000 insan yaşarken, Eberstadt gelecekteki nüfus azalmasını insanlık için önemli bir sorun olarak tanımlıyor.
Günümüzde 100’den fazla ülkede, kadın başına doğan çocuk sayısı 2,1’in altında kalmış durumda. Bu durum, Hindistan ve Çin gibi kalabalık nüfuslu ülkeleri de kapsıyor; dünya nüfusunun yarısından fazlası bu ülkelerde yaşıyor. Avrupa’da ise düşük doğum oranlarıyla dikkat çeken ülkeler arasında İspanya, İtalya ve Polonya yer alıyor; bu ülkelerde kadın başına doğan çocuk sayısı sadece 1,2 ila 1,3 civarında. Doğu Asya’daki Japonya ve Çin içinse bu oran sırasıyla 1,3 ve 1,1 olarak belirleniyor. Bunun dışında, dünya genelinde en düşük doğum oranı Güney Kore’de bulunuyor ve bu oran 0,7’nin biraz üzerinde.
Güney Asya’da, Hindistan’ın dördüncü büyük kenti Kalküta’da 2021 verilerine göre kadın başına doğuran çocuk sayısı resmi olarak sadece bir çocuk olarak kaydedildi; bu oran, Almanya’nın en büyük şehirlerinden daha bir düşük. Ayrıca, Nepal ve Sri Lanka gibi ülkeler de koronavirüs salgını öncesinde doğum oranlarının 2,1’in altına düştüğünü raporladı. Latin Amerika ve Karayipler’de de benzer bir durum söz konusu. 2023 yılı itibarıyla Küba‘da doğum oranının 1,1’in biraz üstünde olduğu bildirildi. Şili’de de aynı dönemde, kadın başına doğum oranı 1,1’in üstüne çıktı.
İstanbul’da doğum oranı Berlin’deki orandan daha düşük
İslam gibi dinlerin, geleneksel olarak birçok çocuk sahibi olmayı teşvik ettiği düşünülürken, düşük doğum oranları artık Kuzey Afrika ve Orta Doğu bölgelerine kadar yayılmış durumda. Örneğin, İstanbul‘da doğum oranı, yakın zamanda Berlin’deki oranlardan 1,2 puan daha düşük olarak tespit edildi. 1960’larda, Rusya‘da da doğum oranları 2,1’in altında kalmıştı; Sovyetler Birliği’nin çöküşü sonrasında, aşırı ölüm oranları nedeniyle Rusya, 17 milyon kişilik bir kayıp yaşadı. Ayrıca, Ukrayna‘ya yönelik saldırılar ve savaşta ölen genç erkeklerin yüksekliği, bu durumu daha da zorlaştırdı.
Birleşmiş Milletler’in verilerine göre, 2015 yılında dünya genelinde kadın başına doğum sayısı, 1965 yılına göre yarı yarıya düşmüştü. Ancak yine de, dünya nüfusu genel olarak, özellikle Sahra Altı Afrika‘daki 4,3 doğum oranıyla artış göstermeye devam ediyor. Yine de, küresel trendler bu bölgeyi etkisi altına almaya başlamaktadır. Güney Afrika, kıtanın en az sanayileşmiş ülkesi olarak dikkat çekerken, doğum oranı bakım sınırının hemen üzerinde kalmaktadır.
Veba zamanından beri bir ilk…
Nicholas Eberstadt, makalesinde, “Veba zamanından bu yana ilk kez dünya nüfusunun azalacağını” öngörerek, “küresel nüfus azalmasının kaçınılmaz bir son olarak algılandığını” belirtiyor. Alman nüfus
