Gericilik ve Krizin İçindeki Türkiye

POLİTİKA SERVİSİ
İktidar, ülkeyi yönetme krizi ile karşı karşıya kalmış olmasına rağmen, gerici politikalarıyla krizi derinleştirerek çözüm arayışlarını memleketin dört bir yanında sürdürüyor. Toplumun çeşitli kesimlerinde yükselen isyanlar, artan ekonomik kriz, mevcut adaletsizlikler ve yolsuzluklar görmezden gelinirken, AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve iktidar çevreleri, gündemi kendilerine çekmeye çalışmak için tartışmalar açıyor.
Siyasal İslamcı rejim, devleti dönüştürmeyi başarmış olsa da laikliği büyük ölçüde tasfiye etmiş durumda. Ancak tüm bu güce rağmen krizden çıkıp sistemi kalıcı hale getirecek hamleleri yapamıyorlar. İktidar, kriz ortamında bir yandan nefes almaya çalışırken diğer yandan rejimi sağlamlaştırmaya yönelik çabalarını sürdürüyor.
Erdoğan, toplumsal desteğini kaybetmeye başlamış olduğundan, kimlik politikalarına sarılarak gericiliği beslemeye çalışıyor. İmam Hatipler Kurultayı’nda “Tek bir sıfatım var. O da imam hatipli olmak. İmam hatip mücadelesi bir vatan savunmasıdır” diyen Erdoğan’ın ardından iktidar çevreleri de gerici politikaları savunmaya devam ediyor.
GERİCİ VAKIFLARLA PROTOKOLLER SORUN DEĞİL
Mİlli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, tarikat ve cemaatleri sivil toplum örgütü olarak tanımlayarak, “Tüzel kişilerle protokol imzalayabilirim. Bunlarla yapılan protokol bir elin parmağını geçmez” açıklamasında bulundu. Tekin, STK’larla yapılan protokollerin, Bakanlık inisiyatifi altında olduğunu belirtti.
MUHAFAZAKÂRLAR SOSYALLEŞİN
Eski Savunma Bakanı ve AKP Milletvekili Hulusi Akar, sokaklarda yanlış işler olduğunu savunarak, muhafazakar insanların sosyalleşmesi gerektiğini vurguladı. Akar, sosyalleşme için çeşitli faaliyetlerin yapılması gerektiğini belirterek, belediye başkanı ve valinin bu konuda önemli adımlar attığını ifade etti.
YENİ ANAYASA İÇİN HÜDA PAR İŞBİRLİĞİ
Anayasa tartışmaları kapsamında, Cumhur İttifakı içinde yer alan Hüda Par’ın laikliği hedef alan açıklamaları sürüyor. MHP’nin, Türkiye’nin yeni bir anayasaya ihtiyaç duyduğunu belirtmesine rağmen Erdoğan, düşüncenin ifade özgürlüğünü engelleyemeyeceklerini söyledi.
Ayrıca, ülkedeki birçok soruna rağmen yeni Anayasa çağrıları yapılmaya devam ediliyor. Yaratılan tartışmalar üzerine MHP’den, sivil ve kapsayıcı bir anayasanın yapılması gerektiği açıklaması geldi.
TOPLUMSAL MUHALEFETİN ÖNÜNE DİN ENGELİ
Siyasal İslamcı rejime karşı çıkan toplum kesimlerinin karşısına din görevlilerinin çıkarıldığı görülüyor. İşçilerin hak kayıplarına ve düşük ücretlere karşı direnişlerine karşın, din görevlileri tarafından vaazlarla ikna edilmeye çalışılıyor.
Örneğin, Çatalca’da bir fabrikada sendika üyeliği nedeniyle işten çıkarılan 146 işçinin direnişi sürerken, Müftü’nün işçilere müdahalesi tartışmaya neden oldu. Benzer şekilde, Urfa’da hakları için direnen işçiler de Müftü tarafından engellenmeye çalışıldı.