Belçika’da Seks İşçilerine Tarihi Haklar Müjdesi!

Belçika’nın seks işçileri için yeni yasal düzenlemeleri, birçok çalışanın yaşamını köklü bir şekilde değiştirme potansiyeline sahip. Örneğin, Sophie adlı bir seks işçisi, dokuz aylık hamileliğinde çalışmaya devam etmek zorunda kaldığını ve doğumdan bir hafta önce bile müşterileriyle ilişkide bulunduğunu ifade ediyor. Beş çocuğuna annelik yaparken işinin giderek zorlaştığını belirten Sophie, beşinci çocuğunu sezaryenle doğurduktan sonra doktorların önerisine rağmen hemen işe geri döndüğünü vurguluyor. Bunun nedeni ise, uzun bir ara vermenin maddi açıdan kendisi için bir seçenek olmamasıydı.
Sophie, işveren tarafından karşılanan doğum izni olsaydı hayatının çok daha kolay olacağını belirtiyor. Belçika’daki yeni yasa, dünya genelinde bir ilki temsil ederek, seks işçilerine kontratlı çalışma, sağlık sigortası, emeklilik, doğum izni ve hastalık izni alma hakkı tanımaya hazırlanmaktadır. Bu düzenleme, seks işçiliğinin diğer mesleklerle eşit statü kazanmasını sağlamaktadır.
Hangi haklar tanınıyor?
Sophie, yeni yasayı “Bu, bizim insan olarak var olmamız için bir fırsat” şeklinde değerlendiriyor. Uluslararası Seks İşçileri Birliği, dünya genelinde yaklaşık 52 milyon seks işçisinin bulunduğunu bildiriyor. Belçika, bu yıl mesleği suç olmaktan çıkararak, profesyonel bir alan olarak tanımış ve haklar açısından önemli bir adım atmıştır. İnsan Hakları İzleme Örgütü araştırmacısı Erin Kilbride, “Bu radikal bir adım ve dünyada şimdiye kadar gördüğümüz en pozitif ilerleme” derken, bu durumun diğer ülkeler için de örnek teşkil etmesi gerektiğini belirtiyor.
Yeni yasayı eleştirenler ise, seks işçiliğinin kadınların insan ticareti ve istismara açık hale getireceği endişesini taşımaktadır. Belçika’da seks işçilerine yardım eden Isala isimli sivil toplum kuruluşundan gönüllü Julia Crumière, yasanın “doğasında şiddet olan bir işi” normalleştirme tehlikesi taşıdığına dikkat çekiyor. Birçok genelev çalışanı, bu işteki zorluklar nedeniyle çalışmak zorunda olduklarını ifade ediyor. Mel isimli bir seks işçisi, çalıştığı genelevde cinsel yolla bulaşan bir enfeksiyonun mevcut olduğunu bildiği halde, bir müşteriye prezervatifsiz oral seks yapmaya zorlandığını hatırlıyor. Mel, başka bir seçeneği olmadığını hissetmiş ve “Ya hastalığı yayacaktım ya da para kazanmayacaktım” demiştir.
12 yıl boyunca eskortluk yapan Victoria ise şu anda Belçika Seks İşçileri Sendikası’nın başkanlığını yapıyor ve bu kişisel mücadelesinde, seks işçiliğini bir sosyal hizmet olarak gördüğünü ifade ediyor. Victoria, “İnsanlara ilgi gösteriyoruz, hikayelerini dinliyoruz, beraber pasta yiyoruz” diyerek, seks işçiliğinin sosyal bir yönüne de dikkat çekiyor. Ancak yasallaşma öncesinde yaşadığı zorluklar arasında, güvenli bir çalışma ortamının olmaması ve müşterilerini seçme özgürlüğünün bulunmaması gibi durumlar yer alıyordu.
Yasa hayatları nasıl değiştirebilir?
Victoria, onu takıntı haline getiren bir müşterisinin tecavüzüne uğradığını ve bu durum sonrası poliste yaşadığı olumsuz deneyimi aktarıyor. Yeni yasanın hayatlarını iyileştireceğine inanan Victoria, “Eğer işiniz yasadışıysa, size yardımcı olacak hiçbir kurallar bulunmuyor” diyor. Ayrıca, sektörü organize eden ‘kadın tüccarları’ da yasal bir statü kazanacaklar, ancak bu kişilerin ciddi bir suçtan hüküm giymiş olmaları halinde seks işçisi çalıştırmalarına izin verilmeyecek.
Tahminlere göre, yeni düzenlemelerin bazı işletmeleri kapatmaya neden olabileceği düşünülüyor. Love Street’te bir erotik masaj salonu işleten Kris Reekmans, birçok işverenin sabıka kaydı olduğunu ve bu nedenle kapatılacak olan işletmelerin olabileceğini