Panama, Çin’in dev altyapı ve yatırım projesi olan Kuşak ve Yol Girişimi’nden resmi olarak çekildiğini duyurdu. Ülkenin Devlet Başkanı José Raúl Mulino, Perşembe günü yaptığı açıklamada, 2017 yılında imzalanmış olan mutabakat zaptından çıkmak için gerekli 90 günlük bildirim sürecinin, Pekin’deki büyükelçiliği aracılığıyla Çin hükümetine iletildiğini belirtti.
Mulino, yaptığı açıklamada, Çin ile imzalanan bu anlaşmanın Panama’ya ne tür kazançlar sağladığını sorgulayarak, “Bu anlaşmayı kim imzaladı bilmiyorum. Bu süreç, Panama’ya yıllar boyunca ne kazandırdı? Kuşak ve Yol Girişimi’nin ülkemize sunduğu büyük kazanımlar neler?” ifadesini kullandı. Devlet Başkanı, bu projeye artık katılmayacaklarını belirterek, “artık bu projeye katılmayacağız” sözleri ile konuşmasını sonlandırdı.
Panama’nın Kuşak ve Yol Girişimi’nden çekilmesi, özellikle bölgedeki Çin yatırımlarının geleceği açısından birçok soruyu gündeme getirdi. Mulino, Panama Kanalı’ndaki mevcut Çin yatırımlarına dair endişelere de dikkat çekti. Özellikle ABD Başkanı Donald Trump ve onun yönetiminin bu konuda duyarlı olduğuna işaret eden Mulino, Pekin’in kanal üzerindeki doğrudan etkisinin bulunmadığını ifade etti. Bu durum, Panama’nın uluslararası sularda daha fazla söz sahibi olma isteğini de ortaya koyuyor.
Bununla birlikte, Doğu Asya’nın altyapı projelerine olan ilgisi ve yatırımları göz önüne alındığında, Panama Kanalı üzerindeki bazı gelişmeler de dikkat çekti. 2018 yılında, devletine ait olan Çin Liman Mühendisliği Şirketi, Panama Kanalı üzerinde bir köprü ihalesini kazanmıştı. Ayrıca, Hong Kong merkezli Hutchison Ports, 2021 yılından itibaren, kanalın Atlantik ve Pasifik çıkışlarında iki limanı işletme hakkını elde etti. Bu noktada Mulino, mevcut yatırımların nasıl bir etkisi olduğu konusunda bir değerlendirme yaparak, bu iş birliklerinin Panama’nın ekonomik bağımsızlığı açısından ne anlama geldiğini sorguladı.
Sonuç olarak, Panama’nın Kuşak ve Yol Girişimi’nden çekilmesi, yalnızca iki ülke arasındaki ilişkileri etkilemekle kalmayacak, aynı zamanda bölgedeki enerji ve altyapı projelerinin de geleceğini sorgulatacak bir karar olarak öne çıkmaktadır. Devlet Başkanı Mulino’nun açıklamaları, Panama’nın kendi ulusal çıkarlarını gözeten bir politika izleme kararlılığını gösterirken, aynı zamanda Çin’in bölgedeki etkinliğini sorgulayan bir tavrı da sergilemektedir. Uluslararası ilişkiler bağlamında, bu değişimin başka ülkeler ve örgütler üzerindeki olası etkileri merak konusu olmaktadır.
