İsrail ordusunun, Lübnan’ın doğu kesiminde bulunan Baalbek bölgesine yönelik gerçekleştirdiği hava saldırıları sonucu 47 sivil yaşamını yitirdi, 22 kişi de yaralandı. Bu trajik olaylar, bölgedeki gerginliğin ve çatışmaların artışıyla bir kez daha dikkat çekti. Baalbek-Hermel Valisi Beşir Hıdır, X platformunda yaptığı paylaşımda, bölgedeki durumun “çok şiddetli” olduğunu vurgulayarak, bu saldırıların sivil yaşam üzerinde yarattığı etkileri ve kayıplar hakkında bilgi verdi.
İSRAİL’DEN BİR KATLİAM DAHA
Vali Hıdır, İsrail ordusunun Baalbek’teki çeşitli yerleşim yerlerini bombaladığını belirtti. Bunlar arasında Makne, Beyt Şama, Yuneyn, Seferi, Felavi, Ameşki, Nebha, Nebi Şit, Hur Tala, Bevadi, Vadi Um Ali, Huş Rafika ve Birital gibi yerler bulunuyor. Bu saldırılar sırasında 47 kişinin hayatını kaybettiğini ve 22 kişinin yaralandığını ifade eden Hıdır, şu anda enkaz altındaki kayıpları bulmak için arama kurtarma çalışmalarının devam ettiğini açıkladı. Ancak Vali, hangi bölgede kaç kişinin öldüğüne dair detay veremedi.
Lübnan Sağlık Bakanlığı, bu saldırılar sonucunda meydana gelen ölümler konusunda farklı rakamlar açıkladı. Bakanlık, İsrail ordusunun Baalbek’teki 5 bölgeye yönelik saldırılarında toplamda 22 kişinin öldüğünü bildirdi. Özellikle Makne’de 6, Felavi’de 4, Ameşki’de 2, Nebha’da 8 ve Birital’de ise 2 kişinin hayatını kaybettiği belirlenmiştir. Bu rakamlar, Baalbek ve çevresinde meydana gelen trajedinin boyutunu gözler önüne seriyor.
Saldırıların ardından yerel halk arasında derin bir üzüntü ve panik hâkimken, uluslararası toplumun da bu gelişmelere kayıtsız kalmaması gerektiği ifade ediliyor. Ölü sayısındaki artış, Lübnan’daki sağlık ve kurtarma hizmetleri üzerinde ciddi bir baskı oluştururken, Hıdır, hâlâ enkaz altında kalan kişilere ulaşmak için ekiplerin çalıştığını sözlerine ekledi.
Yapılan hava saldırıları ve sonucunda yaşanan ölümler, bu tür eylemlerin sivil halk üzerindeki etkilerine ve çatışma ortamlarının sürdüğü bölgelerde insani krizlerin boyutlarına ışık tutuyor. Meselenin ciddiyeti, sadece yerel anlamda değil, uluslararası ölçekte de tepki toplamakta. Bu tür saldırılar, uluslararası hukukun ihlali olarak değerlendiriliyor ve bu nedenle dünya genelinde kınama mesajları yayılmakta.
