Yenidoğan Çetesi Davası’nda Şok İtiraflar!

Yenidoğan Çetesi davasının ilk duruşması Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dokuzuncu gününde sürdü. Duruşmaya, cezaevinden getirilen 22 tutuklu sanığın yanı sıra bazı tutuksuz sanıklar ve taraf avukatları da katıldı. Duruşmada, tutuksuz yargılanan hemşire yardımcısı Batuhan Çetin ifadelerini sundu ve önemli açıklamalarda bulundu.
Batuhan Çetin, savunmasında hastanede yaşanan usulsüzlükler hakkında bilgi sahibi olmadığını ifade etti. Doktor Şehmuz Çelik‘in hastaneye nadiren geldiğini dile getirerek, “Damla Atak geldikten sonra yoğun bakımda komple bir değişim yaşandı. Geceleri İlker Gönen‘i gördüm ama gündüzleri Şehmuz’u çok nadir gördüm. Denetimler öncesinde doktorların durumu önceden bildiğini biliyordum,” dedi. Çetin, denetim sırasında sadece Hüseyin Günerhan ile görüşme yaptığını, bu durumu nedenini bilmediğini belirtti.
Yenidoğan yoğun bakımında yaşanan bir olay hakkında da bilgi veren Çetin, Kaya bebekle ilgili şu ifadeleri kullandı: “Bebeğin doğumuna ve ölümüne şahit oldum. Doğduktan sonra hiç doktor müdahalesi olmadı. Entübasyon işlemi hemşire tarafından gerçekleştirildi. Bebek ikinci günün gecesinde ağır kanadı ve acil müdahale yapıldı. Ancak hastaneye müdahale için çağrılan Damla Atak, gelmeye tenezzül etmedi. Bebeği teslim aldığımızda çok soğuktu ve nabzı da 55-60 arasında düşmüştü.” Duruşmada, bebeğin ölümüne neden olan durumu geceyi beklemek için çok uğraşıldığını da sözlerine ekledi.
Kaya bebeğin ölüm sürecindeki baskılar:
Çetin, olaylar esnasında Rıza Keykubad’ı aradığını ve bebeğin durumu hakkında bilgi verdiğini belirtti. Rıza’nın bebeğin durumunu bildiğini ancak yine de tıbbi müdahale yapmadığını vurguladı: “Rıza, ‘500 gram zaten, bu bebek Şehmuz’un üzerine kayıtlı’ diyerek ilgisiz kaldı. Hemşirelerin müdahaleleri sonrası sadece kalp masajı yapmakla yetindiğim için kendimi vicdanen huzursuz hissettim.” Bu süreçte, Şehmuz Çelik‘in bebeği hiç görmediğini, sadece kaşesini kullandıran bir doktor olarak hastaneye geldiğini söyledi.
Tehdit ve mobbing iddiaları:
Bebeğin ölümünden sonra yöneticiler tarafından tehdit edildiğini de ifade eden Çetin, “Müzeyyen hanım beni odasına çağırdı ve başhekim, başhemşire ile birlikte tehditvari bir dil kullanarak konuştu. Doğukan Taşçı’yı aradığım için baskı altına alındım,” şeklinde beyanlarda bulundu.
Kameralarla ilgili iddialar:
Çetin, yoğun bakımda kameraların bulunduğunu ve bu kameraların aktif olarak çalıştığını düşündüğünü belirtti. “Eğer kameraların çalışmadığına dair ifadeler varsa buna inanmıyorum. Damla Atak geldikten sonra her gece nöbet tutmaya başladım. Bu durumu mobbing olarak değerlendiriyorum,” dedi ve bu süreçte, hemşirelere yönelik uygulanan baskılara dikkat çekti.
Bu ifadelerle birlikte duruşma, sanıkların savunmalarını ve tanıklık beyanlarını dinlemeye devam etti. Dava sürecinin önemi, hem sağlık sistemindeki eksikliklerin hem de insan hayatının ciddiyetinin bir kez daha gözler önüne serilmesi açısından büyük bir anlam taşıyor.
Kaynak: ANKA