Enflasyon Gerçeği ve Başarısız Politikalar – 50 Karakter

Ekonomi yönetimi sabır ve geçicilik kavramları üzerine odaklanmış durumda. Halkın biraz daha sabretmesi ve yaşam standartlarının düşmesine, satın alma güçlerinin azalmasına rıza göstermesi halinde, ekonominin düze çıkacağına inanıyorlar. Enflasyonun geçici olduğuna, reel ekonomideki durgunluğun belirgin olduğuna ve faizlerin zamanı geldiğinde düşürüleceğine inanıyorlar. Ancak geçen hafta açıklanan Eylül ayı enflasyon verileriyle dezenflasyon programının yolunda gitmediği anlaşıldı. Bu durum, Şimşek ve Merkez Bankası ekibine duyulan güveni sarstı.
Yandaş medya, aylık %2.97, yıllık %49.38 enflasyon verilerini, “Enflasyon %50’nin altına indi” şeklinde bir müjde gibi sundu. Ancak aslında bu sonuç, 2023 Eylül enflasyonunun devre dışı kalması nedeniyle gerçekleşti. Ekonomi yönetimi şu anda ciddi bir ikilemle karşı karşıya: Yüksek faiz ve sıkı para politikasını devam ettirirse, ekonomideki soğumanın durgunluğa dönüşme riski artacak. Ancak erken bir gevşeme stratejisi benimserlerse, enflasyonla mücadele programının tehlikeye girebileceği bir risk ortaya çıkacak.
Enflasyonla ilgili tüm veriler olumsuz bir tabloyu gösteriyor. Üretici fiyat endeksindeki enflasyon %33.09, tüketici fiyatları ise %35.86 artış gösterdi. TCMB’nin aylık fiyat gelişmeleri raporunda belirtilen ücretlerin artışı, enflasyonu yukarı çeken bir faktör olarak gösteriliyor. Ancak hükümetin belirlediği fiyatlar enflasyonu yukarı çekmeye devam ediyor.
Uygulanan para politikası üretimi baltalayarak arzı daraltıyor ve faiz maliyetini arttırarak enflasyonu olumsuz etkiliyor. Ayrıca enflasyonun düşme beklentileri karşılanamıyor ve firmalar ile bireyler yüksek enflasyon beklentisiyle harcamalarda temkinli davranıyorlar. Maliye politikalarından gelen destek yetersiz kalıyor ve vergi paketi uygulanamıyor.
Reel sektördeki firmaların döviz varlıklarını azaltması ve döviz borçlarını artırması, işletmelerin açık pozisyonlarının yükselmesine yol açıyor. TL’nin reel değer kazanması beklentisiyle hareket eden firmalar, programın devamından yana olacakken, küçük firmaların faizlerin gevşetilmesi gerektiğini savunacağı bekleniyor.
Emekçi kesimler, sabır çağrılarına artık kulak asmamalı ve hak mücadelelerini sürdürmelidir. Hizmet fiyatlarının denetlenmesi ve düzenlenmesi talep edilmeli ve enflasyonun kontrol altına alınması için adımlar atılmalıdır. Aksi takdirde, geniş emek kesimleri bu kemer sıkma politikalarının faturasını ödemeye devam edeceklerdir. Sabrın sonunun sefalete çıkacağı unutulmamalıdır.