Beşar Esad: Doktorluktan Diktatörlüğe Uzanan Yol

Beşar Esad, Suriye’nin tarihinde önemli bir figür haline gelmiş bir liderdir. Şam’dan uçakla kaçtığı iddia edilirken, göz doktorluğu eğitimi aldığı Londra’dan, yıllarca süren iç savaşında ülkesini yöneten baskıcı bir lidere dönüşmesi dikkat çekicidir. Esad’ın yaşamına yön veren kritik anlardan biri, ağabeyi Basil’in 1994 yılındaki trafik kazasıdır. Bu olay, Esad’ı ülkenin yönetimine hazırlamak üzere geri dönmesi için bir fırsat sunmuştur, zira bu durum onun bir sonraki Suriye lideri olmasının yolunu açmıştır.
Beşar Esad, 1965 yılında Hafız Esad ve Anisa Makluf’un oğlu olarak dünyaya gelmiştir. Doğduğu dönemde Suriye’de Arap milliyetçiliğinin hâkim olduğu bir siyasi ortam bulunmaktaydı. Baas Partisi, bu ideolojiyle iktidara gelirken, Esad ailesinin mensup olduğu Alevi toplumu Suriye’nin en dezavantajlı gruplarından biriydi. Bu bağlamda, Hafız Esad’ın bir subay olarak yükselmesi, 1971 yılında Cumhurbaşkanı olmasına kadar uzanan bir süreç ile sonuçlanmıştır. Hafız Esad’ın uzun iktidar yıllarında muhalefeti bastırması ve demokratik seçimleri reddetmesi, o dönemde Suriye’deki yönetim biçimini otoriter hale getirmiştir.
Babasının Mirası
Hafız Esad, Sovyetler Birliği ile stratejik bir ittifak kurarken, 1991’deki Körfez Savaşı’na ABD öncülüğündeki koalisyonda yer alarak pragmatik bir dış politika benimsemiştir. Bu durum, oğlunun liderlik kariyerine dair önemli ipuçları barındırmaktaydı. Beşar Esad, görünüşte tüm bu siyasi baskılara sırt çevirerek, tıp eğitimi yolunu tercih etmiştir. Şam Üniversitesi’nden mezuniyetinin ardından 1992’de Londra’ya gitmiş, burada göz hastalıkları uzmanlığına yönelmiştir.
Tıp Eğitimi ve Londra
Burası onun için bir dönüm noktası olmuş, burada geçirdiği zaman süresince İngiliz kültürü ile iç içe geçmiş ve bu sürecin ardından gelecekteki eşi Esma el Akhras ile tanışmıştır. Ancak, Basil’in beklenmedik ölümü, onu Suriye’ye geri çağırmış ve ülkenin liderlik sorumluluklarını üstlenmeye hazırlamaya koyulmuştur. 2000 yılında halkın beklentilerinin artırdığı bir ortamda Suriye’nin yeni Cumhurbaşkanı olmuştur.
Beşar Esad, iktidarının ilk yıllarında demokratik reform vaadinde bulunmuş ve medya özgürlüğü çağrıları yapmıştır. Bu dönem “Şam Baharı” olarak anılacak bir dönemin habercisi olmuştur. Ancak sürdürülen baskılar ve tutuklamalar, bu dönemin uzun sürmediğini göstermiştir. 2003 Irak Savaşı, Suriye ve Batı ilişkilerinde önemli bir çalkantıya neden olmuş ve ambargoların kapısı açılmıştır.
Arap Baharı ve Suriye İç Savaşı
2011 yılında Arap Baharı’nın etkileri Suriye’ye sıçramış ve halk, Esad yönetimine karşı sokaklara dökülmüştür. Bir dizi protesto gösterisi, çığ gibi büyüyen bir ayaklanmaya dönüşmüştür. Beşar Esad, protestoları bastırmakla birlikte, çok sayıda insanın ölümüne ve kitlesel kaçışlara neden olmuştur. Bu dönemde uluslararası odakların da devreye girmesiyle birlikte, Esad karşıtı muhalif gruplar güçlenmiştir. İç savaşın büyümesiyle beraber, Suriye’de mezhepçilik ve uluslararası müdahaleler artarak devam etmiştir.
Uluslararası Müdahale ve Savaş Suçları
2011’den itibaren Suriye’de yaşanan çatışmalarda, savaş suçları işlenmiş, birçok insan kaybı yaşanmıştır. Es