Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Donald Trump, Ukrayna ile bir ateşkes anlaşması konusunda bir mutabakata varacaklarını ve bu süreçte Moskova ile görüşme gerçekleştireceklerini ifade etti. Trump, “Bu iş artık Rusya’ya kalmış durumda.” diyerek, sürecin sonucuna dair Rusya’nın tutumunu beklediklerinin altını çizmiştir.
İrlanda ziyaretini tamamladıktan sonra basın mensuplarının sorularını yanıtlayan ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Rusların ateşkesi koşulsuz kabul etme konusunda ne düşündüklerine dair bilgi almak istediklerini belirtti. Rubio, “Bunun için onlarla bugün temas kuracağız ve onları ateşkesi sağlamaya, düşmanlıkları sona erdirmeye çağırıyoruz.” şeklinde konuştu. Diplomatik yolların önemine dikkat çeken Rubio, savaşmanın bir çözüm olmadığını vurguladı. Ukrayna’nın, tüm savaş alanı faaliyetlerini durdurmaya ve kalıcı bir barış için müzakerelere hazır olduğunu Rus muhataplarına ileteceğini ifade etti.
Rubio, Rusya’nın düşmanlıkları durdurmayı reddetme ihtimaline dair sorulan bir soruya da, “Eğer cevapları hayır olursa, bu çok talihsiz bir durum olur ve Rusya’nın niyetlerini açıkça ortaya koyar.” yanıtını verdi. Ayrıca, Ukrayna ile ABD arasındaki potansiyel kritik mineraller anlaşmasını bir güvenlik garantisi olarak nitelendirmediğini vurguladı.
KANADA’YA İLİŞKİN KONUŞMA OLACAK MI?
Dışişleri Bakanı Rubio, Kanada’da düzenlenecek olan G7 zirvesinde Kanada’nın ABD’nin 51. eyaleti olmasının gündeme gelmeyeceğinin altını çizdi. Rubio, ABD Başkanı Donald Trump’ın Kanada’nın ilhakı konusundaki ifadelerini “ekonomik açıdan” değerlendirilmesi gereken cümleler olarak nitelendirdi. Kendisi, zirvenin konusunun, ABD’nin “Kanada’yı nasıl ele geçireceğiyle ilgili” bir tartışma olmayacağını, aksine farklı birçok konu üzerinde çalıştıklarını belirtti.
Son olarak, Columbia Üniversitesi’ndeki Gazze gösterilerine öncülük eden Filistinli aktivist Mahmud Halil’in tutuklanması ve daimi oturma izninin iptali konusuna da değinen Rubio, bunun “ifade özgürlüğü” çerçevesinde değerlendirilmemesi gerektiğini, zira bu meselenin “ABD’de bulunma hakkı olmayan insanlarla ilgili” olduğunu iddia etti. Bu açıklamalar, hem iç politikada hem de uluslararası arenada önemli tartışmalara yol açabilecek nitelikte.
