Suriye’de cihatçı Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) liderliğindeki muhalif grupların, başkent Şam’ın kontrolünü ele geçirmesi sonrasında uluslararası diplomatik temaslar artış göstermiştir. HTŞ lideri olan Colani, bu süreçte İngiltere, Birleşmiş Milletler (BM) ve diğer uluslararası diplomatlarla bir araya gelerek, bölgede meydana gelen gelişmeleri değerlendirmiştir. Ayrıca, Colani’nin Fransız ve Alman diplomatlarla yapması beklenen görüşmeler de sürecin önemini artırmaktadır.
AVRUPA HTŞ’YE SICAK BAKIYOR
Birçok Avrupa ülkesi, özellikle İngiltere, İtalya, Almanya ve Fransa, HTŞ’nin liderlik ettiği geçici hükümetle işbirliği konusunda olumlu bir yaklaşım sergilediklerini duyurmuşlardır. Alman medyasında yer alan haberlere göre, bir grup Alman diplomatının da Şam’daki yeni hükümet yetkilileri ile önümüzdeki günlerde görüşmeler yapması planlandığı ifade edilmiştir. Bu durum, HTŞ’nin uluslararası kabul görme çabalarının bir yansıması olarak değerlendirilmektedir.
Fransa’nın Suriye özel elçisi Jean-François Guillaume, Salı günü yaptığı açıklamada Şam’ı ziyaret ederek, “fiili otoritelerle temas kurmayı” amaçladığını belirtmiştir. Guillaume, “Fransa, Suriye halkıyla uzun vadeli bir işbirliği sağlamaya hazırlanıyor, bu dönemin barışçıl olmasını umut ediyoruz,” diyerek ülkesi için Suriye’deki gelişmelere dair umutlu bir tutum sergilemiştir. Fransa’nın bu tutumu, kaynakların yeniden yapılandırılması ve yardımların artırılması açısından kritik bir adım olarak yorumlanmaktadır.
MELONİ: İLK İŞARETLER UMUT VERİCİ
İtalya Başbakanı Giorgia Meloni ise, İtalya’nın da Şam’daki yeni yönetimle “temkinli bir şekilde” iletişim kurmaya hazır olduğunu dile getirmiştir. Meloni, “İlk işaretler umut verici görünüyor ancak dikkatli bir yaklaşım benimsenmesi gerektiğini” belirterek, bu yeni yönetimin eylemlerinin son derece önemli olduğunu vurgulamıştır. Bunun yanı sıra, Meloni, yeni Suriye yönetiminin eylemlerini değerlendirerek ilişkilere yön verme noktasında kararlı olduklarını ifade etmiştir.
Bu gelişmeler, Suriye’deki çatışmaların yeni bir aşamaya girdiğini ve uluslararası güçlerin bu konuda daha aktif bir rol üstlenmeye başladığını göstermektedir. HTŞ’nin kontrol edebilmesi, muhalif gruplar arasında pek çok yönlü bir işbirliği sürecini de beraberinde getirebilir. Özellikle Avrupa ülkelerinin böyle bir yaklaşım sergilemesi, uluslararası sistemde Suriye’nin geleceği için yeni fırsatlar yaratabilirken, bu durum bölgede kalıcı barışın sağlanması açısından da önem teşkil etmektedir.
