İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun ofisinden yapılan açıklamaya göre, Hamas ile ateşkes ve rehin takasını öngören bir anlaşma, İsrail’de yaşanan derin bir siyasi krizin ardından sağlandı. Bu kriz, Netanyahu’nun hükümetindeki bakanların savaşın sona ermesine karşı çıkması nedeniyle alevlendi. Netanjahu, Hamas’ı ateşkes görüşmeleri sırasında “son anda yeni maddeler eklemeye çalışmakla” suçladı ve bu gerginlik, ateşkesin yürürlüğe gireceği tarihi bir gün ertelemeye zorladı.
Netanyahu, Cuma günü güvenlik kabinesini bir araya getirecek ve ardından tam hükümetin anlaşmayı onaylaması için bir toplantı düzenlenecek. Hükümetteki aşırı sağcı kanat, eğer ateşkes kabul edilirse hükümetten çekileceğini taahhüt ederken, İsrail muhalefetinin aşırı sağcı siyasileri “hain” olarak nitelendirmesi dikkat çekti. Bu durum, Netanyahu’nun hükümet içindeki güç dinamiklerini daha da karmaşık hale getiriyor.
Cumartesi günü yapılacak bir parlamento oylaması ve güvenlik kabinesi görüşmesinin ardından, anlaşmanın Pazartesi günü yürürlüğe girmesi bekleniyor. Bu tarih, ateşkesin uygulanabilirliği açısından kritik öneme sahip. Eğer süreç sorunsuz bir şekilde ilerlerse, bu, bölgedeki gerilimlerin düşmesine ve iki taraf arasında uzun süredir beklenen bir rahatlama dönemi başlamasına olanak sağlayabilir.
‘BEN GELENE KADAR OLSA İYİ OLUR’
ABD’nin yeni seçilen başkanı Donald Trump, Gazze’deki İsrail-Hamas ateşkesinin, 20 Ocak 2021’de göreve başlamadan önce tamamlanması gerektiğini ifade etti. Trump, yaptığı bir radyo programında, “Bu anlaşma, bizim müdahalemiz olmadan asla gerçekleşmezdi. Bu olmadan rehineler muhtemelen bir daha asla serbest kalmazdı” şeklinde konuşarak, anlaşmanın önemi üzerinde durdu. Trump ayrıca, “Ben yemini etmeden ateşkes sağlanmış olursa, bu iyi olur” diyerek ateşkes sürecinin hızla sonuçlanması gerektiğini vurguladı.
Öte yandan, mevcut ABD Başkanı Joe Biden, Netanyahu’ya olan dostluğunu sürdürdüğünü ifade ederek, “Netanyahu’nun Filistinli insanların ihtiyaçlarına dikkat etmesi gerektiği ve ateşkesi korumak için sorumluluk almasının önemli olduğu” mesajını verdi. Biden’ın bu açıklamaları, ABD’nin bölgedeki barış sürecini destekleme arzusunu yansıtırken, aynı zamanda Netanyahu üzerindeki baskıyı da artırıyor. Biden yönetimi, Filistinlilerin insani ihtiyaçlarını göz ardı etmeksizin, güvenlik ve istikrarın sağlanmasına yönelik adımlar atılması gerektiği görüşünde birleşiyor.
Tüm bu gelişmeler, İsrail ve Hamas arasındaki ateşkesin ne ölçüde kalıcı olabileceğini ve bölgedeki gerginliğin nasıl bir seyir izleyeceğini belirleyecektir. Hem Netanyahu’nun hükümet içindeki dinamikleri, hem de ABD’nin tutumu, bu kritik aşamada büyük önem taşıyor.
