Gece saatlerinde hava sıcaklığının 10 derecenin altına düştüğü bölgede, zaman zaman yağan yağmur eylemcileri zor durumda bıraksa da işçiler direnmeye devam ediyor. Eylemin sürdüğü alan, soğuk hava koşullarına rağmen madencilerin kararlılığıyla dolup taşıyor. İşçiler, yer üstünde sürdürdükleri eylemler esnasında ateş yakarak ısınmaya çalışırken, bazıları çadırlarda dinlenerek yeni günün direnişine hazırlık yapıyor. Eyleme, yalnızca madenciler değil, aileleri de katılıyor. Özellikle çocuklar, gece saatlerine kadar maden sahasında babaları, abileri ve yakınlarıyla birlikte direniş alanında vakit geçirerek aile dayanışmasını güçlendiriyorlar.
Sabah saat 08.00 itibarıyla direnişin 72. saati geride kaldı ve madenciler, yağmurun altında direnişin dördüncü gününe başlamış oldu. Bu süreçte işçilerin kullandığı “Sesimizi duyan yok mu?” sloganı, sadece kendi mücadelelerini duyurmakla kalmıyor, aynı zamanda Türkiye kamuoyuna yönelik güçlü bir çağrıyı da içeriyor. Maden işçilerinin haklarının korunması yönünde bir mücadele verdiklerini ifade eden bu slogan, toplumda daha geniş bir destek arayışının ifadesi olarak öne çıkıyor. Eylemin gerçekleştiği günlerde, 6 Şubat’ta yaşanan depremlerden sağ kurtarılan depremzedelerden de madencilere dayanışma mesajları geldi. Depremzedeler, maden işçilerinin haklarına yönelik desteklerini ve dayanışma hislerini dile getirerek madencilerin moralini yükselttiler.
Ankara Büyükşehir Belediyesi de direnişin sürdüğü maden sahasında işçilere destek sağlama konusunda adım attı. Belediye, maden işçilerine çadır ve sıcak yemek temin ederken, sağlık koşullarını iyileştirmek için mobil tuvalet aracı gönderdi. Bu yardımlar, işçilerin direniş koşullarının daha sağlıklı ve dayanışma içinde sürdürülmesi amacıyla sağlandı. Belediye, maden işçilerine yönelik sunduğu destekle, dayanışma kelimesinin anlamını somut bir şekilde ortaya koydu ve toplumsal dayanışma azmini güçlendirdi.
Direniş süreci devam ederken, eylem alanındaki atmosfer de oldukça yoğun. İşçiler, sadece kendi hakları için değil, aynı zamanda aileleri ve toplumları için de mücadele ediyorlar. Soğuk havaya ve yağmurlara rağmen, direniş alanında bulunanlar, bir arada durarak dayanışmalarını göstermeye devam ediyorlar. Ailelerin ve çocukların alanı terk etmemesi, onların bu süreçteki kararlılıklarını ve desteklerini pekiştiriyor. Bu tür eylemler, toplumsal dayanışmanın ve birlik olmanın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor.
