Maaş Zamları İçin Endişe Çığ Gibi Büyüyor!

Yılın son günlerine gelindiğinde, Türkiye’de milyonlarca emekli, memur ve işçi, maaş zammı açıklamalarını dikkatle izlemeye başladı. Özellikle açlık sınırının 20 bin lira, yoksulluk sınırının ise 70 bin lira gibi yüksek rakamlar olduğu bir ekonomik ortamda, çalışanların mevcut maaşları temel harcamalarını karşılamakta yetersiz kalıyor. 2023 yılı itibarıyla asgari ücret 17 bin 2 lira; en düşük emekli aylığı ise 12 bin 500 lira seviyesinde. Ekonomik sıkıntılar, hayat pahalılığı, kredi kartı kullanımını ve borç batağını artırarak, memur ve memur emeklilerinin seyyanen zam taleplerinin her türlü platformda gündeme gelmesine neden oluyor.
Memur Zammında Toplu Sözleşme Etkisi
Türkiye’de SSK ve Bağ-Kur emeklilerinin maaş zamları farklı bir düzenleme ile belirlenirken, memur ve memur emeklilerinin maaş artışları yürürlükteki toplu sözleşme hükümlerine bağlı olarak belirleniyor. 2023 yılı Temmuz ayında yapılan zamla, memur ve memur emeklilerinin maaş artışı, enflasyon oranlarının 5,42 puan gerisinde kaldı. Bu durum, memurları ve emeklilerini endişelendiriyor. Türkiye gazetesi yazarı İsa Karakaş, yaptığı değerlendirmede, memur ve memur emeklilerine 2025 yılının ilk altı ayında %6, ikinci altı ayında ise %5 zam yapılacağını belirtiyor. Ancak Karakaş, yıllık enflasyon oranının %45’in altına düşmeyeceğini öngörerek, “Ocak 2025’te memur ve memur emeklisi maaşlarında %11 ila %12 arasında bir artışın gerçekleşmesi muhtemeldir” şeklinde bir öngörüde bulunuyor.
Refah Payı Beklentisi Boşa Çıkıyor
Memur ve memur emeklileri arasında refah payı beklentileri de giderek artıyor. Ancak İsa Karakaş, kendi kaynaklarından edindiği bilgilere dayanarak, memur ve memur emeklilerine açıklanan zam oranlarının yanı sıra ek bir refah payı verilmesinin beklenmediğini ifade ediyor. Bu, memur ve memur emeklilerinin, Temmuz ayında olduğu gibi, Ocak ayında da ekonomik olarak alım güçlerini kaybedecekleri anlamına geliyor. Karakaş, “2025 Ocak ayında memur ve memur emeklilerinin maaşları, en az %4 ila %5 oranında yine enflasyonun altında kalabilir” diyerek bu maaşların reel kaybına dikkat çekiyor.
Bu ekonomik koşullar altında, memur ve emekliler, temel yaşam standartlarını koruma mücadelesi vermekte ve taleplerini her fırsatta dile getirmektedirler. Çalışanların artan yaşam maliyetleri, istihdam güvenliği ve alım gücündeki kayıplar, Türkiye’nin güncel ekonomik tartışmalarının en önemli başlıkları arasında yer almakta. Hükümet ve ilgili kurumların bu konulara nasıl yanıt vereceği, önümüzdeki dönemdeki ekonomik istikrar açısından kritik önem taşımaktadır.