Yenidoğan Çetesi’ne Operasyon: 14 Gözaltı!

Yenidoğan Çetesi isimli bir suç örgütü, 112 Acil Çağrı Merkezi’nde çalışan personelle işbirliği yaparak, bebek acil hastalarını önceden belirlenen özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine yönlendirmek suretiyle ölümlerine sebep oldukları iddiasıyla gündeme gelmiştir. Bu bağlamda gerçekleştirilen yeni operasyonda, 14 şüpheli kişi gözaltına alınarak adliyeye sevk edilmiştir.
Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yönetilen “Yenidoğan Çetesi” soruşturması çerçevesinde ilk operasyonlar 26 Nisan ve 29 Temmuz 2024 tarihlerinde, Mali Şube ekiplerince İstanbul ve Tekirdağ illerinde gerçekleştirilmiştir. İlk iki operasyonda, örgütün faaliyetlerine yönelik ciddi deliller elde edilmiş ve bu doğrultuda kapsamlı bir araştırma süreci başlatılmıştır.
Yapılan operasyonlarda, suç şüphelileri arasında doktorlar, hemşireler ve çeşitli sağlık çalışanları da dahil olmak üzere toplam 53 kişi gözaltına alınmış, bunlardan 23’ü tutuklanmıştır. Şüphelilerin ev ve iş yerlerinde gerçekleştirilen adli aramalar neticesinde, suçla bağlantılı birçok dijital materyal, yasadışı ilaçlar ve yasal olmayan tıbbi işlemlere dair belgeler uncovered edilmiştir.
Yeni Gözaltılar ve Soruşturmanın Genişlemesi
İlk operasyonlarda gözaltına alınan 47 sanıkla ilgili dava Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam ederken, soruşturmanın derinleşmesi sonucunda örgütün lideri olduğu belirtilen Fırat Sarı ile birlikte hareket eden 16 kişinin daha tespit edildiği bilgisine ulaşılmıştır. Bu yeni bulgular ışığında, şüphelilerin yakalanmasına yönelik çalışmalar hızlandırılmıştır.
4 Aralık tarihinde yapılan yeni operasyonda, haklarında gözaltı kararı bulunan 16 kişiden 14’ü yakalanmış ve emniyetteki işlemlerinin ardından sağlık kontrollerinin gerçekleştirilmesi için Büyükçekmece Adliyesi’ne sevk edilmiştir. Bu durum, soruşturmanın derinliğini ve örgütün yaygınlığını gözler önüne sermektedir.
Yenidoğan Çetesi’nin gerçekleştirdiği iddia edilen suçlar arasında; “suç işlemek amacıyla örgüt kurma“, “nitelikli dolandırıcılık“, “rüşvet“, “kasten öldürmenin ihmali davranış ile işlenmesi” ve “resmi belgede sahtecilik” bulunmaktadır. Bu suçlamalar, sağlık sektöründe son derece ciddi sonuçlar doğurabilecek ihlallerin ve etik dışı uygulamaların yaşandığını göstermektedir.
Yapılan bu operasyonlar, Türkiye’de sağlık hizmetlerinin güvenliği ve etik standartların korunması açısından büyük bir önem taşıyor. Devletin, bu tür suç örgütlerine karşı sıfır tolerans politikası izlemesi, hem halk sağlığını koruma açısından hem de adaletin yerini bulması açısından kritik bir aşama olarak değerlendirilmektedir.
Kaynak: ANKA