Otizmde Erken Tanı, Çocuklar İçin Hayat Kurtarır!
Otizm, çocukluk döneminde erken dönemde fark edilmesi gereken nörogelişimsel bir hastalıktır. Medipol Mega Üniversite Hastanesi’nden Çocuk Nörolojisi Uzmanı Prof. Dr. Yasemin Topçu, otizmin belirtilerinin erken yaşlarda tespit edilmesinin önemine dikkat çekmektedir. 2 Nisan Otizm Farkındalık Günü kapsamında bilgilendirmelerde bulunan Topçu, otizmle ilgili farkındalık yaratmanın ve erken müdahale yöntemlerinin, otizmli çocukların potansiyellerine ulaşmalarında kritik bir rol oynadığını vurguladı.
OTİZM BELİRTİLERİ
Prof. Dr. Topçu, otizmin erken çocukluk döneminde sosyal iletişimsizlik, kısıtlı ilgi alanları ve zorlayıcı davranışlarla başladığını belirtti. Yapılan araştırmalar, otizmin günümüzde her 40-60 kişiden birinde görüldüğünü ortaya koymaktadır. Otizmin ilk belirtileri çok erken yaşlarda, hatta 2 aylık bir bebekte göz temasının olmaması ve karşılıklı gülüşmenin eksikliği gibi durumlarla başlayabilir. Ayrıca, bir yaşındaki bir çocuk anlamlı kelime kullanmıyorsa, iki yaşında basit cümleler kuramıyorsa ve yaşıtlarıyla etkileşimde zorluk yaşıyorsa bu durumlar otizmin belirtileri arasında sayılmaktadır.
RİSK FAKTÖRLERİ
Otizmin gelişimi üzerinde genetik ve çevresel faktörlerin önemli bir etkisi olduğunu ifade eden Prof. Dr. Topçu, anne ve babanın 40 yaş üstünde olması, büyük şehirlerde yaşamak, sosyal çevre eksiklikleri gibi durumların otizm riskini artırabileceğini belirtti. Ayrıca, gebelik sürecinde annenin sağlık durumu ve enfeksiyonlarına maruz kalmasının da otizmin gelişiminde önemli etkiler yarattığını dile getirdi.
ERKEN TANI VE TEDAVİ
Otizmin erken teşhisinin büyük bir öneme sahip olduğuna değinen Prof. Dr. Topçu, tedavisinde bireysel eğitim, dil terapisi, ergoterapi ve duygusal bütünleme terapilerinin etkili olduğunu vurguladı. Otizmin yanı sıra dikkat eksikliği, epilepsi, stres bozuklukları veya depresyon gibi durumlar da gözlemlenirse, bu hastalıkların da uygun tedavi yöntemleriyle ele alınması gerektiğini söyledi. Eşlik eden sorunlar için ilaç tedavileri söz konusu olabilse de, otizm spektrum bozukluğunun kesin bir ilaçla düzeltilmesinin mümkün olmadığını ifade etti.
ALTERNATİF TEDAVİ YÖNTEMLERİ
Prof. Dr. Topçu, otizm tedavisinde uygulanan alternatif yöntemler hakkında da bilgi verdi. Omega-3 gibi besin takviyeleri ve seçilmiş hastalar için ketojenik diyet terapisinin etkili olabileceğini belirtti. Ayrıca, masaj terapisi ve at biniciliği gibi aktivitelerin çocukların sosyal becerilerini geliştirebileceğini ve dil gelişimlerine katkı sağlayabileceğini ifade etti. Spor aktivitelerinin de tedavi sürecine dahil edilmesi gerektiği önerisinde bulundu.
Otizm Farkındalık Günü çerçevesinde Prof. Dr. Yasemin Topçu’nun yaptığı açıklamalar, topluma otizm hakkında daha fazla bilgi sahibi olmanın önemini tekrar hatırlatmaktadır. Erken tanı, tedavi ve destekleyici terapilerle birlikte otizmli bireylerin yaşam kalitelerinin artırılabileceği unutulmamalıdır.