CHP’nin Filistin Yürüyüşüne Valilik İzni Yok!

CHP İstanbul İl Başkanlığı, ABD Başkanı Donald Trump’ın Gazze’ye yönelik yaptığı açıklamalara karşı bir eylem düzenlemek istemiştir. Ancak, planladıkları ‘Nehirden Denize Özgür Filistin Yürüyüşü’ için İstanbul Valiliği’nden izin çıkmamıştır. Bu durum, hem partinin hem de destekçilerinin tepkisini çekmiştir.
CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, sosyal medya üzerinden İstanbul Valiliği’nin bu kararına sert bir yanıt vermiştir. Emir, Gazze için 1 Ocak tarihinde Galata Köprüsü’nde aynı amaçla yürüyüş düzenleyen Bilal Erdoğan’ın liderliğindeki platformu hatırlatarak, “Galata Köprüsü, yürüyüş ve toplantı alanı olmadığı belirtilmişken, kendisi için yürüyüş yapılabildiği nasıl göz ardı ediliyor?” ifadelerini kullanmıştır.
Bilal Erdoğan’ın başını çektiği platform, yürüyüş ve toplantı alanı olmayan Galata Köprüsü’nde 1 Ocak günü sabaha karşı Gazze için yürümüştü.
Aynı talep ile İstanbul İl Başkanlığımız başvuru yapınca, Galata Köprüsü’nün yürüyüş alanı olmadığı Valiliğin aklına geldi! https://t.co/DwVTqdONuJ
— Murat Emir (@muratemirchp) February 7, 2025
Emir’in eleştirileri, Türkiye’deki siyasi iklimin gerginliğini ve yasaların nasıl iki farklı biçimde uygulanabildiğini ortaya koyan bir durum exemplifiye etmektedir. Bu olay, partinin, toplumsal sorunlarda ve uluslararası meselelere dair duyarlılığını sürdürdüğünün bir göstergesi olarak yorumlanmıştır. Ayrıca, bu tür eylemlerin ve yürüyüşlerin, halkın kendi sesini duyurması ve bu tip konularda duyarlılığını artırmasında önemli bir role sahip olduğu ifade edilmektedir.
Gazze meselesi, özellikle Orta Doğu’daki gelişmeler ve uluslararası ilişkiler açısından kritik bir konu olma özelliği taşımaktadır. CHP, bu tür eylemlerle Türkiye’nin Filistin ile olan dayanışmasını sergilemeyi amaçlamaktadır. Ancak, İstanbul Valiliği’nin yürüyüşe yönelik olumsuz yaklaşımı, yerel yönetimle partinin arasındaki çatışmayı da gözler önüne sermektedir. Tarihin belirli bir döneminde, siyasi figürler ve gruplar kendi menfaatlerini gözeterek bu tür eylemler organize edebilirken, aynı imkanların farklı gruplara tanınmaması, adalet ve eşitlik anlayışını sorgulatmaktadır.
Özellikle sosyal medya platformlarının, bu tür olayların duyurulması ve geniş kitlelere ulaşmasında sağladığı katkı büyük önem taşımaktadır. Murat Emir’in açıklamaları ve sosyal medyadaki paylaşımları, birçok insana ulaşmış ve gündemi belirlemiştir. Bu tür durumların, kamuoyunda nasıl yankı bulduğu ve toplumun etkin katılımının sağlanmasında rol oynadığı aşikârdır.
Kaynak: ANKA