Dünya genelinde her geçen gün artan jeopolitik tansiyonlar, Donald Trump’ın yeniden Amerika Birleşik Devletleri başkanı seçilmesi ve enflasyon gibi zorlu başlıklarla mücadele eden dünya ve Türkiye, zor bir yılı geride bırakmak üzere. Özellikle 2023 yılı, pek çok ülke için ekonomik ve sosyal açıdan çalkantılı gelişmelere sahne oldu. Çeşitli sorunlarla boğuşan dünya, bu süreçte hem ekonomik hem de siyasi belirsizliklerle yüzleşmek zorunda kaldı.
Bu bağlamda, bağımsız araştırma kuruluşu AGS Global tarafından gerçekleştirilen “İş Dünyası 2025’ten Beklentiler” adlı araştırma, özellikle iş insanlarının geleceğe yönelik beklentilerini ortaya koyuyor. Araştırmanın sonuçlarına göre, 2025 yılına ilişkin iş insanlarının asgari ücret beklentisi ortalama 23 bin 750 TL olarak belirlenmiş durumda. Bu sonuç, asgari ücrete yaklaşık olarak yüzde 40 oranında bir zam yapılacağına işaret ediyor. Ancak, ekonomik istikrar konusunda pek çok kaygı taşıyan bir kesim de mevcut. Katılımcıların yalnızca beşte biri, faiz oranlarında bir düşüş beklerken, enflasyonda bir azalma bekleyenlerin oranı ise oldukça düşük, sadece yüzde 5.2 olarak belirlenmiş.
Araştırmaya katılan iş insanlarına, dünya ve Türkiye ekonomisinin önceki yıla göre nasıl bir gelişim sergileyeceği sorulduğunda, yanıtlar oldukça pessimistik bulgular ortaya koydu. Katılımcıların yüzde 49.4’ü dünya ekonomisinin daha kötü bir durum alacağını ifade ederken, Türkiye için bu oran daha da yüksek, yani yüzde 58.4 olarak belirlendi. Bu veriler, Türkiye’deki iş dünyasının geleceğe dair karamsar bir tablo çizdiğini gösteriyor.
Özellikle Türkiye’nin önde gelen sanayi ve ticaret şehirlerinden iş sahipleri ve C seviyesindeki iş insanlarıyla gerçekleştirilen bu araştırma, küresel ve yerel dinamiklerin iş dünyası üzerindeki etkilerini analiz etmeye yönelik önemli bir veri sunuyor. Katılımcıların yüzde 60’ı, Donald Trump’ın ikinci döneminin hem dünya hem de Türkiye açısından olumsuz sonuçlar doğuracağı görüşünde. Bu durum, Trump’ın politikalarının global ekonomik açıdan endişe yarattığını ve Türkiye gibi gelişmekte olan ekonomiler için risk oluşturduğunu düşündürüyor.
Söz konusu araştırma, iş dünyasının mevcut durumunu ve gelecekteki beklentilerini anlamak açısından oldukça önemli. Ekonomik belirsizliklerin yoğun olarak hissedildiği bu dönemde, iş insanlarının hissettiği kaygılar ve endişeler, geleceğe dair projeksiyonlarının nasıl şekillendiğini gözler önüne seriyor. Özellikle asgari ücretin artış beklentisi ve enflasyondaki düşüş beklentilerinin çok düşük olması, Türkiye’deki iş gücünün ve ekonominin durumu hakkında ciddi ipuçları sunuyor. Bu bağlamda, iş dünyası temsilcilerinin politik gelişmelere, özellikle de uluslararası ilişkilerdeki değişimlere nasıl yanıtlar vereceği, gelecekte iş ortamının istikrarı açısından kritik bir rol oynayacak.
