“`html
İsrail’ın aşırı sağcı Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, Perşembe günü Kudüs’teki Mescid-i Aksa’ya giderek İsrailli rehineler için dua ettiğini açıkladı. Bu hareket, uzun yıllardır tartışma konusu olan kutsal mekan üzerindeki hak iddialarını ve gelişmeleri yeniden gündeme getirdi.
Mescid-i Aksa, Ürdün merkezli bir vakıf tarafından yönetilen hassas bir “statüko” anlaşması çerçevesinde bulunuyor. Bu anlaşmaya göre, Yahudiler alana ziyaret edebilirken ibadet edememektedirler. Ancak İsrail hükümeti, Mescid-i Aksa’yı Yahudiler için kutsal bir yer olan ‘Tapınak Tepesi’ olarak görmektedir. Bu durum, bölgede gerilimi artıran bir etken olmuştur.
Ben-Gvir, X platformunda yaptığı paylaşımda, “Bugün kutsal yerimize çıktım. Askerlerimizin refahı, tüm rehinelerin hızla dönmesi ve Tanrı’nın yardımıyla tam zafer için dua ettim” şeklinde ifadeler kullandı. Duasının arka planında, güncel askeri durum ve rehinelerin durumu bulunmaktaydı. Paylaşımında, Kudüs’ün eski şehrinde yürüdüğünü gösteren bir fotoğraf da yer aldı; ancak ibadet ettiğine dair herhangi bir video veya görüntü sunulmadı.
Başbakan Binyamin Netanyahu’nun ofisi, Ben-Gvir’in açıklamalarının ardından hemen bir açıklama yaparak, İsrail’in resmi tutumunu yeniledi. Netanyahu’nun ofisi, Mescid-i Aksa’daki ibadet kurallarının mevcut haliyle devam edeceği mesajını verirken, bu temele dayanan herhangi bir değişikliğin kabul edilemeyeceğini vurguladı.
İsrail’deki aşırı sağcı vekiller, geçmişte Mescid-i Aksa’da ibadet kurallarının değiştirilmesine yönelik önerilerde bulundu ve bu durum, Filistinlilerle şiddetli çatışmalara yol açtı. Ağustos ayında Ben-Gvir, Yahudilerin Mescid-i Aksa’da dua etmesine izin verilmesi çağrısını yineledi. Bu durum, hem ulusal hem de uluslararası alanda birçok sert eleştiri aldı. Ben-Gvir, daha önce de Mescid-i Aksa’daki cami alanını ziyaret ederek benzer tepkilere maruz kalmıştı.
Bu olay, sadece bölgedeki dinî ve siyasi dinamikleri etkilemekle kalmayıp, aynı zamanda uluslararası kamuoyunda da önemli yankılar uyandırmaktadır. Mescid-i Aksa, hem Yahudiler hem de Müslümanlar için büyük bir dini öneme sahip. Bu nedenle, bu tür ziyaretler ve ibadetler, her iki taraf arasında gerilimi artırabilen ve yeni çatışmalara yol açabilecek olaylardır. Özellikle Ben-Gvir’in yaptığı bu tür açıklamalar, İsrail içinde ve dışında mevcuttaki gerginliği daha da artırıyor.
“`
