Meta’dan Beyin Okuma Teknolojisinde Çığır Açan Gelişme

Meta, özellikle konuşma güçlüğü çeken hastalar için devrim niteliğinde bir yöntem geliştirme çalışmaları yürütüyor. Bu çalışmalarda, beyin sinyallerini elektroensefalografi (EEG) ve manyetoensefalografi (MEG) yöntemleriyle analiz eden yapay zeka, insanların düşüncelerini tahmin edebilme yeteneğine sahip. Üstelik, bu ileri teknoloji beyin implantlarına ihtiyaç duymadan çalışmakta, bu da yöntemin erişilebilirliğini artırıyor.
İlk testlerde EEG ve MEG yöntemleri, ayrı ayrı değerlendirilmiş ve sonuçlar gerçekten dikkat çekicidir. EEG yöntemiyle yapılan tahminler, günümüzde mevcut olan beyin implantlarıyla benzer bir doğruluk seviyesine ulaşmışken, MEG yöntemi %80’lik bir doğruluk oranıyla büyük bir başarı kaydetmiştir. Ancak, MEG yönteminin uygulanması oldukça zor bir süreç olarak değerlendirilmektedir çünkü bu yöntem, manyetik alanlardan korunan özel odalarda çalışmayı ve deneklerin sabit kalmasını gerektiriyor.
TESTLER DEVAM EDİYOR
Meta, geçtiğimiz testlerde elde ettiği başarının ardından şu anda yalnızca sağlıklı bireyler üzerinde çalışmalarına devam ediyor. Ancak, beyin hasarı almış bireylerde benzer başarı oranlarına ulaşıp ulaşılamayacağı hâlâ belirsizliğini koruyor. Bu süreçte Meta, 35 gönüllü ile denemelerine devam ederken, projeyi desteklemek amacıyla Rothschild Vakfı Hastanesi’ne 2,2 milyon dolarlık bir bağışta bulunmuştur.
META GERİDE KALMIŞ OLABİLİR
Meta, yapay zeka alanında kendi dil modellerini geliştirmiş olmasına rağmen, sektördeki rekabetin giderek artması, Meta’nın geride kalma olasılığını gündeme getiriyor. Özellikle ChatGPT ve DeepSeek gibi yapay zeka modellerinin hızlı bir şekilde piyasayı domine etmesi, bu durumun en önemli sebeplerinden biri. Ancak, yapay zeka ile beyin okuma teknolojisinin Meta için yeni bir fırsat sunabileceği de ifade ediliyor. Yapay zeka dünyasının hızla geliştiği günümüzde, Meta’nın bu çığır açan gelişmelerle birlikte yarışını yeniden şekillendirebileceği merakla bekleniyor.