Macron ve Selman’dan Gazze için ortak çağrı!

“`html
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Çarşamba günü Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ile bir görüşme gerçekleştirdiğini açıkladı. Bu görüşme sırasında ikili, İsrail’in Gazze’ye yönelik yeniden başlattığı saldırıları kınadığını dile getirdi. Görüşmenin içeriği, Ortadoğu’daki mevcut krizin derinliği göz önüne alındığında oldukça önem taşıyor.
Macron, İsrailli ve Filistinli taraflar arasında kalıcı bir barış sağlamak amacıyla bir iki devletli çözümün yeniden gündeme getirilmesi gerektiğini belirtti. Bu doğrultuda, bir konferansa eş başkanlık edeceğini duyurdu. Bu konferansın amacı, iki taraf arasında sürdürülebilir bir siyasi çözüm arayışını canlandırmak. Böylece uluslararası toplumun bu konuda yeniden harekete geçmesi hedefleniyor.
Fransa Cumhurbaşkanı Macron, yapılan görüşmelerde “İsrailli rehinelerin serbest bırakılması ve sivillerin korunması için ateşkes görüşmelerine geri dönmek hayati önem taşıyor” ifadelerini kullandı. Prens Selman ile yaptığı toplantıda, Gazze’nin geleceği konusunda iş birliği yapma gerekliliğini vurguladığını, bu durumun uluslararası barış için önemli bir adım olduğunu belirtti.
Ayrıca, Macron, Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın Ukrayna’da barış müzakerelerinin başlamasına yardımcı olan Cidde girişimini desteklediğini ifade etti. İki liderin yanı sıra, Suriye ve Lübnan’daki mevcut durum da ele alındı. Macron, iki ülkenin ortak hedeflerini, tam egemenliğe sahip bir Lübnan ve kapsayıcı bir geçiş sürecine bağlı, birleşik ve istikrarlı bir Suriye olarak tanımladı.
Tüm bu açıklamalar, İsrail ordusunun Çarşamba günü Gazze’nin orta ve güney bölgelerinde kara operasyonlarına yeniden başlamasının ardından geldi. Gazze’deki sağlık yetkililerine göre, bu hava saldırılarında en az 48 Filistinli hayatını kaybetti. Özellikle bu şiddet olayları, bölgedeki insani durumu daha da kötüleştirirken, uluslararası toplumun dikkatini bir kez daha çekmiş oldu.
İsrail’in bir gün önceki hava saldırılarında ise 400’den fazla Filistinlinin öldüğü bildirildi. Bu, savaşın başından beri yaşanan en kanlı gün olarak kaydedildi. Yeniden başlayan bu saldırılar, Orta Doğu’da çatışmaların durdurulması için yürütülen uluslararası diplomatik çabaları olumsuz yönde etkiledi. Tüm bu gelişmeler, bölgede barış ve istikrar sağlama çabalarının zorluğunu bir kez daha gözler önüne serdi.
“`