Arnavutluk’tan Bektaşi Devleti Açıklaması!

Arnavutluk Başbakanı Edi Rama, 24 Ocak 2025 tarihinde başkent Tiran’da yaptığı açıklamada, Bektaşi tarikatı için “Vatikan’a benzer bir Müslüman devleti” kurmayı planladıklarını belirtti. Bu girişimin, dinler arası hoşgörüyü korumak ve teşvik etmek amacıyla yapılacağını ifade etti.
Başbakan Rama, Türkiye’den Arnavutluk’a kutsal makamın taşınmasının 95. yıl dönümünü kutlamak için düzenlenen törende, “Bektaşilerin tarihi, Bektaşi Dünya Merkezi’nin kutsal makamına, Vatikan’a benzer bir statü verilmesi için kendiliğinden güçlü bir çağrıdır” dedi. Bu açıklamalar, Bektaşi topluluğunun kendine has kimliğinin ve tarihinin ne denli önemli olduğunu vurguladı.
Rama, kurulması planlanan bu sembolik devletin “duvarsız, polissiz, ordusuz, vergisiz ve diğer özelliklerden yoksun, ama bir karargah, manevi bir devlet” olacağını ifade etti. Eğer bu sözde devlet gerçekleştirilebilirse, dünyanın en küçük devletlerinden biri olacak ve kendi yönetimini yürütebileceği belirtildi. Ancak bu durum, vergilerin ve polisin olmadığı bir yapıya sahip olacağını, aynı zamanda Arnavutluk’un egemenliğine karşı bir tehdit teşkil etmeyeceğini açıkladı. Başbakan, bu planın Arnavutluk parlamentosu tarafından onaylanması gerektiğini de vurguladı.
Bununla birlikte, Rama, geçen yıl Arnavutluk’un başkentinin doğusunda Bektaşi manevi merkezi olarak kullanılacak bir devlet kurmayı düşündüğünü de ifade etmişti. Bektaşilerin Arnavutluk, Kosova ve Kuzey Makedonya gibi çeşitli bölgelerde dağılmış bir durumda olduğu biliniyor. Bu durum, Bektaşi kültürünün bu coğrafyada ne kadar yaygın olduğunu ve bu tür bir manevi merkezin neden gerekli olduğunu gösteriyor.
Tarihe bakıldığında, Osmanlı İmparatorluğu’nda 13. yüzyılda sufiliğe dayanarak kurulan Bektaşi merkezi, Türkiye Cumhuriyeti’nin 2 Eylül 1925 tarihli kararnamesi ile tekke ve zaviyelerin kapatılması neticesinde 1929’dan beri Arnavutluk’ta faaliyet göstermekte. Ramazan, bu tarihi arka planı göz önünde bulundurarak Bektaşilerin köklü bir geçmişi ve tarihi sorumlulukları olduğu mesajını vermek istiyor.
Bu girişim, hem Bektaşi topluluğu için hem de Arnavutluk için önemli bir adım olarak nitelendirilmektedir. Dinler arası diyalog ve hoşgörü açısından sağlanacak bu model, tarihi ve manevi bir merkez olma potansiyeli taşımaktadır. Edi Rama’nın bu açıklamaları, Arnavutluk’un uluslararası arenadaki duruşunu zenginleştirecek bir adım olarak değerlendirilebilir.
Ancak, bu planın hayata geçmesi için Arnavutluk parlamentosunun onayı gerekeceği ve süreçte birçok siyasi tartışmanın yaşanabileceği unutulmamalıdır. Başbakan’ın zamanlama ile ilgili detay vermemesi, projenin geleceği hakkında belirsizlik yaratmaktadır. Bektaşi topluluğunun yanı sıra, bu projenin başka pek çok insan ve topluluk tarafından nasıl karşılanacağı da merak konusudur.
Kaynak: ANKA