Kılıçdaroğlu’nun Duruşması 10 Nisan’a Ertelendi!

Eski Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, zincirleme şekilde “suçu ve suçluyu övme” suçundan yargılanmaya başladığı duruşma, 10 Nisan 2024 tarihine ertelendi. Bu dava, Kılıçdaroğlu’nun çeşitli açıklamaları üzerine başlatılan bir süreç sonucu açılmıştır.
Bugün gerçekleştirilen duruşmanın ilk oturumunda, Kemal Kılıçdaroğlu’nun kendisi yerine avukatı Kadri Gökhan Sultan yer aldı. Kılıçdaroğlu, yoğun siyasi programı gerekçesiyle duruşmaya katılmadığını belirtmiştir. Mahkeme, Kılıçdaroğlu’nun yokluğunda 10 Nisan saat 09.30’a ertelendi.
KILIÇDAROĞLU’NA YÖNELTİLEN SUÇLAMALAR
Bu davanın temelini oluşturan suçlamalar, Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Yardımcıları Feti Yıldız, İzzet Ulvi Yönter ve İsmail Faruk Aksu tarafından yapılan şikayetler sonrasında ortaya çıkmıştır. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Parlamenter Suçları Soruşturma Bürosu, bu şikayetler üzerine bir soruşturma yürütmüş ve sonuç olarak Kılıçdaroğlu’nun “zincirleme şekilde suçu ve suçluyu övme” suçundan cezalandırılması talebiyle 31 Ocak 2024 tarihinde bir iddianame düzenlemiştir.
MHP’li isimler, şikayet dilekçelerinde dönemin CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun, 2017 yılında tutuklanan HDP eski eş genel başkanı Selahattin Demirtaş’a yönelik yaptığı açıklamalarına, YPG, PKK ve IŞİD hakkındaki yorumlarına, 2019 yılında iptal edilen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimleriyle ilgili Yüksek Seçim Kurulu’na yönelttiği eleştirilere ve FETÖ hakkındaki görüşlerine dikkat çekmişlerdir. Tüm bu açıklamalar, Kılıçdaroğlu’nun üzerinde durduğu konuları ve muhalefet anlayışını etkilemekte önemli bir role sahip olmuştur.
DAVANIN GELECEĞİ
10 Nisan 2024 tarihine ertelenen duruşmanın, Kılıçdaroğlu’nun savunmasını yapabilmesi açısından önemli bir fırsat sunacağı değerlendiriliyor. Hükümetin ve MHP’nin bu tür davalar aracılığıyla muhalefeti nasıl sindirmeye çalıştığı da karşılıklı tartışmalara zemin hazırlıyor. Kılıçdaroğlu’nun duruşmaya katılmaması ve avukatı üzerinden yürütülen bu hukuki süreç, Türkiye’deki siyasi atmosfer üzerinde etkili olabilecek bir gelişme olarak ön plana çıkıyor.
Bu dava aynı zamanda Türkiye’deki hukuk sürecinin, siyasetin baskı altına alındığı bir dönemde nasıl şekillendiğini de gözler önüne seren bir örnek olarak değerlendirilmekte. Kılıçdaroğlu’nun duruşmasında alınacak kararlar, hem CHP hem de Türkiye siyasetinin geleceği açısından kritik öneme sahip olabilir.