Avrupa Birliği (AB) Komisyonu, Rusya ve Belarus’a olan bağımlılığı azaltmak ve bu ülkelerin ekonomik yükünü hafifletmek amacıyla yeni bir düzenleme teklifi sundu. Bu teklif, gıda güvenliğini artırmayı ve Avrupa’da yerli gübre üretimini desteklemeyi hedefliyor. Özellikle bu iki ülkenin tarım ürünleri ve gübreleri üzerinden elde edilen gelirlerin kısmını azaltmayı amaçlıyor.
Söz konusu teklife göre, AB, Rusya ve Belarus’tan ithal edilen bazı tarım ürünlerine ve azot bazlı gübrelere ek gümrük vergisi uygulayacak. Yapılan düzenlemede, tarımsal ürünlere getirilecek ilave gümrük vergisi oranı yüzde 50 olarak belirlenmiştir. Bu durum, bu ülkelerden gelen tarım ürünlerinin maliyetini artırarak, yerli üretimi teşvik etmeyi hedefliyor.
Bunun yanı sıra, gübreler için mevcut olan yüzde 6.5’lik vergiye ek olarak, türüne bağlı olarak ton başına 40-45 avrodan başlayan ve bu bedelin üç yıl içinde kademeli olarak 315-430 avroya kadar çıkması planlanıyor. Bu artış, gümrük vergisinin toplamda yüzde 100 civarına ulaşmasına yol açacak. Ek olarak, AB’deki gübre fiyatlarında ani bir artış durumu söz konusu olursa, bu tarifelerin geçici olarak askıya alınmasını sağlayacak bir mekanizma da kurulacak.
Bu düzenleme teklifinin yürürlüğe girebilmesi için, AB üyesi ülkelerin ve Avrupa Parlamentosu’nun (AP) onayını alması gerekiyor. Önceki uygulamalarda olduğu gibi, bu teklifin de nasıl uygulanacağı ve ne tür sonuçlar doğuracağı merak konusu. Geçtiğimiz yılın Mayıs ayında, AB ülkeleri, Rusya ve Belarus’tan ithal edilen tahıl, yağlı tohum ve bunların türev ürünleri için yüksek gümrük vergisi uygulama kararı almıştı. Bu karar, bölgede gıda güvenliğini sağlama çabalarının bir parçası olarak görülüyor.
Alınan bu önlemler, AB’nin dış politikası doğrultusunda atılan önemli adımlardan biri olarak değerlendiriliyor ve enerji bağımlılığını azaltma hedefiyle de örtüşüyor. Avrupa Birliği, bu tür önlemlerle yalnızca ekonomik bağımsızlık sağlamakla kalmayıp, aynı zamanda tarımsal üretimi artırmayı ve yerel piyasalardaki dengeyi oluşturmayı hedefliyor. Rusya ve Belarus’a yönelik bu yeni ekonomik kısıtlamaların, AB’nin uluslararası alanda gücünü pekiştirmesi açısından da stratejik bir hareket olduğu düşünülüyor.
