Son dönemde Türkiye’de finansal istikrarı etkileyen önemli gelişmelerden biri, kur korumalı Türk Lirası (TL) mevduat ve katılma hesaplarındaki azalma trendinin devam etmesidir. Bu durum, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) tarafından yayımlanan haftalık bülteninde net bir şekilde gözlemlenmektedir. 14 Mart 2023 haftasında kaydedilen veriler, kur korumalı hesapların toplamda 26,6 milyar TL düşüş yaşayarak 825,4 milyar TL’den 798,8 milyar TL’ye indiğini göstermektedir. Bu azalma, özellikle kur korumalı hesapların daha önceki dönemlerine kıyasla önemli bir gerileme olarak değerlendirilmektedir.
Bununla birlikte, aynı haftada Türkiye’deki genel kredi durumunda da bazı değişiklikler söz konusu olmuştur. Toplam kredi miktarı, 17 trilyon 60,7 milyar TL’den 17 trilyon 251,2 milyar TL’ye yükselmiştir. Bu artış, bankacılık sektöründeki likidite durumunu ve bireysel kredi talebini de yansıtmaktadır. Bunun yanı sıra, toplam mevduat miktarı da benzer şekilde artış göstermiştir; 19 trilyon 997,3 milyar TL’den 20 trilyon 428,4 milyar TL’ye ulaştığı gözlemlenmiştir.
Özellikle tüketici kredileri ve bireysel kredi kartlarıyla ilgili veriler de dikkat çekicidir. Tüketici kredileri, 2 trilyon 122,5 milyar TL’den 2 trilyon 157,1 milyar TL’ye çıkarken, bireysel kredi kartı borçları da 1 trilyon 895 milyar TL’den 1 trilyon 907,6 milyar TL’ye ulaşmıştır. Bu durum, özellikle tüketici harcamalarının artış gösterdiğini ve bireysel kredi talebinin güçlü bir şekilde devam ettiğini göstermektedir.
Ayrıca, takipteki alacaklarda da bir artış gözlemlenmiştir. 339,1 milyar TL’den 341,7 milyar TL’ye yükselen takipteki alacaklar, bankaların kredi portföylerindeki risk durumunu işaret etmektedir. Artan takipteki alacaklar, borçların geri ödenmesinde yaşanan zorlukları ve ekonomik koşullardaki belirsizlikleri yansıtan önemli bir gösterge haline gelmiştir.
Tüm bu veriler, Türkiye’nin ekonomik gidişatına dair önemli ipuçları sunmakta ve bankacılık sektöründeki dinamiklerin ne şekilde geliştiği konusunda fikir vermektedir. Kur korumalı hesaplardaki azalma, yatırımcıların güven algısını etkileyebilirken, kredi ve mevduat artışları, ekonomik aktivitenin sürdüğünü gösteriyor. Ancak, artan takipteki alacaklar, ekonomik ortamda dikkat edilmesi gereken bir unsur olarak öne çıkmaktadır. Bu durum, bankaların risk yönetim stratejilerini gözden geçirmesine ve borçlu bireylerle ilgili politikalarının yeniden şekillendirilmesine yol açabilir.
