Kayyım Ataması Sonrası Birsen Orhan Gözaltında!

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) yönetimindeki Tunceli ve Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) yönetimindeki Ovacık belediyelerine kayyım atanması, Türkiye’deki siyasi gerilimlerin bir yansıması olarak öne çıkıyor. 2024’te gerçekleşen bu olay, Türkiye’nin yerel yönetimlerindeki kayyım uygulamasının tartışmalı bir örneği olarak değerlendiriliyor.
Mezopotamya Ajansı’nın haberine göre, kayyım atanmasının hemen ardından, DEM Parti Tunceli Belediye Eş Başkanı Birsen Orhan hakkında gözaltı kararı çıkartıldı. Bunun üzerine Birsen Orhan, ifade vermek üzere Tunceli İl Emniyet Müdürlüğü’ne gitti. Orhan’ın durumu, halkın ve kamuoyunun büyük dikkatini çekti, zira uygulamanın hukuksuz olduğu ileri sürüldü.
‘Halkın arasındaydım, ama etrafım kuşatıldı’
Birsen Orhan, emniyette ifade vermeden önce sosyal medya hesabından yaşadığı olumsuz durumu paylaştı. Orhan, yaptığı paylaşımda şu ifadeleri kullandı: “Yaşanan gözaltı girişimi henüz tek söz kurmadan belediyemize kayyım atandığı ilk anda gerçekleşti. Ve halkın kararlı duruşu ile izin verilmedi. Kolumda ve bacağımda yaralanmalar meydana geldi. Bu basına yansıyamadı, çünkü çekimi yapan arkadaşlarımıza müdahale edildi, telefonları kırıldı. Sonrasında daha gün ışımadan ev ev beni aradılar. Oysa adresim belliydi. Gün içinde kentte en öndeydim. Halkın arasındaydım, ama evimden çıkarken etrafım kuşatıldı.” Orhan, halkın kendi etrafında tepkisini gösterdiğini ve vekillerin müdahalesiyle ifadesinin bu sabah alınmak üzere bir karar kılındığını belirtti.
‘Bizler direnişin kentindeyiz bu mücadele geleneği yere düşmemeli’
Birsen Orhan, gözaltı süreciyle ilgili düşüncelerini de ifade ederken, kendisine yönelik suçlamaların yanıltıcı olduğunu kaydetti. “Şimdi de niyet okumalarla bana uyduruk bir dosya hazırlandı. Tıpkı 20 Kasım’da eşbaşkanımız ve belediye başkanımıza yaptıkları gibi. Hiçbir suçum olmadan bu şekilde birçok hukuksuzluğa maruz kaldım. Ezcümle adaletin özeti bu deyip olağanlaştırmayacağım.” diyen Orhan, yaşanan gelişmelere karşı hukukun ne denli ihlal edildiğini gözler önüne serdi. Son olarak, mücadeleye devam edeceklerini belirten Orhan, “Bizler direnişin kentindeyiz bu mücadele geleneği yere düşmemeli. Ben inanıyorum ki Dêrsimliler ne yapacağını iyi bilir.” sözleriyle halkına olan güvenini vurguladı. Bu durum ve sözler, Türkiye’deki yerel yönetimlere kayyım atanmasının yarattığı büyük dissent ve sosyal adalet arayışını sembolize ediyor.