Esad’ın Dera’daki Halefiyeti: Savaş ve Yas

Suriye’de Beşar Esad yönetimini deviren hareketin ilk kıvılcımının atıldığı yer Dera’nın küçük kenti olarak kaydedilmektedir. 21 Mayıs 2011 tarihinde 13 yaşındaki Hamza el Hatib’in işkence görmüş ve uzuvları kesilmiş bedeni, hükümet karşıtı bir gösteride tutuklanmasının üzerinden haftalar geçtikten sonra ailesine teslim edildi. Bu olay, sadece bir çocuğun kaybı değil, aynı zamanda Esad rejimine karşı halkın öfkesini körükleyen bir dönüşümün başlangıcı oldu.
El Hatib’in ölümü sonrasında, duvarlara Esad’a karşı yazılar yazdığı gerekçesiyle başka gençlerin de işkenceden geçirilmesi, Dera’da yaygın protestoların patlak vermesine neden oldu. Hükümet güçleri karşısında gösterilen sert tepki, halkı daha da cesaretlendirdi. Dera’da Esad yönetiminin devrilmesini bekleyenlerin arasında Hatib ailesi olmalıydı; ancak evi ziyaret ettiğimde kutlama yapan kimse olmadı.
Kısa süre önce, Hamza’nın ağabeyi Ömer’in 2019’da Saydnaya Hapishanesi’nde gözaltında öldüğüne dair belgeleri almışlardı. Acıyla titreyen çocukların annesi Samira, Ömer’in hapisten çıkmasını beklediğini anlattı. “Bugün veya yarın gelecek diye düşünüyordum. Bugün haberini aldım,” dedi. Üç ay önce ölen kocasının yasını tutan Samira, Esad’ın yaşadıklarını yaşamasını istediğini vurguladı. “İnşallah bedelini öder ve Allah ondan ve çocuklarından intikam alır,” diye ekledi.
Yeğeni Hüsam el Hatib, Saydnaya’daki yakınlarının akıbetini öğrenmek için hapishaneyi inceleyenlerin sosyal medyada belgeleri paylaştığını bildirdi. Esad’ın gidişi ise Suriye’de yıllardır süren baskının son bulmasına yol açtı; muhalifler, Esad’ın kaçtığı Pazar günü Dera’nın büyük çoğunluğunun sokaklara dökülmesine tanıklık etti. Cep telefonlarıyla çekilen görüntülerde, Dera’nın ana meydanında sevinç gösterileri yapılıyor, havaya ateş açılıyordu.
Dera, Esad yönetimi döneminde muhalefetin önde gelen merkezlerinden biri olmuştu. Ağır çatışmaların yaşandığı bölge, tank mermileri ve makineli tüfek ateşiyle harap olmuştu. Suriye’nin güneyindeki bu muhalefet, kuzeyden gelen ve Şam’ı ele geçiren Heyet Tahrir eş Şam (HTŞ) öncülüğündeki ittifaktan farklıydı; ancak her iki grup, bu kritik günde Şam’da birleşmeyi başardı. Özgür Suriye Ordusu (FSA), Dera’da 2011 yılında mücadele etmeye başladı. Hamza’nın ölümünden sonra, Esad’ın ordusunda görev yapan bazı subaylar, isyancı güçlerle birlikte taraftar değiştirdi.
Bunlardan biri, Ahmed el Awda, üniversitede İngiliz edebiyatı okuyordu. Şu anda Dera bölgesinin milis lideri olan Awda, “Ne kadar mutlu olduğumuzu hayal bile edemezsin,” dedi. Savaşın oluşturduğu derin yaraları ve kayıpları dile getirerek, “Suriye’de herkes ailesinden birini kaybetti. Herkes acı çekti,” açıklamasında bulundu. Awda, Pazar günü HTŞ ile birlikte Şam’a girdiğini ve oradaki insanları korumak için büyükelçilikler ve kamu binalarına yöneldiklerini aktardı.
“Kaotik bir dönem olacaktı. Herkesi korumak için elimden geleni yaptım,” diyen Awda, Esad’ı affetmeyeceğini de belirtti. “Onu cezalandırılması için mahkeme önüne çıkartmak adına elimden geleni yapacağım,” dedi ve Suriye halkına neler yaptığını unutmayacaklarını ifade etti. Esad’ın gidişi, muhalefet grupları arasında kırılgan bir