Belarus’ta düzenlenen cumhurbaşkanı seçimleri, yerel saatle 08.00’de başlamış ve oy verme işlemi saat 20.00’de sona ermiştir. Bu önemli siyasi olay, ülkedeki demokratik sürecin doğrudan bir yansıması olarak değerlendirilmektedir.
Seçim süreciyle ilgili verilere göre, toplamda 6 milyon 900 bin 504 kayıtlı seçmen, 5 bin 325 sandıkta oy kullanma hakkına sahip. Bu sayı, Belarus’un bağımsızlık döneminden bu yana yaşanan en büyük seçmen katılımına işaret edebilir. Merkez Seçim Komisyonu, seçmenlerin oy kullanabilmesi için gerekli tüm hazırlıkları yapmış ve her bir sandıkta vekillerin görev almasını sağlamıştır.
Bu seçimde, mevcut Cumhurbaşkanı Aleksandr Lukaşenko’nun yanı sıra, Belarus Liberal Demokrat Parti lideri Oleg Gaydukeviç, Cumhuriyetçi Adalet ve Emek Partisi lideri Aleksandr Hijnyak, Belarus Komünist Partisi Merkez Komitesi Birinci Sekreteri Sergey Sırankov ve bağımsız aday olan iş insanı Anna Kanopatskaya da yarışmaktadır. Lukaşenko, 1994 yılından beri Belarus’un lideri olarak iktidarda bulunuyor ve bu seçimde yeniden aday olma kararı almış durumda.
Lukaşenko’nun iktidarda kalma çabası, uluslararası alanda geniş yankı bulmakta ve özellikle Avrupa Birliği ve Amerika Birleşik Devletleri’nin bu sürece yönelik eleştirileri dikkat çekmektedir. Çok sayıda gözlemci, seçimlerin özgür ve adil bir ortamda geçeceğini sorgulamakta, bu durum Belarus’ta insan hakları konusundaki endişeleri artırmaktadır.
Diğer adaylar ise, Lukaşenko’nun uzun süreli yönetimine son verme ve ülkenin yönünü değiştirme umuduyla seçimlere katılmaktadırlar. Örneğin, Anna Kanopatskaya, genç bir iş insanı olarak seçmenlerle doğrudan bir bağ kurmaya çalışmakta ve sosyal medya gibi platformları etkin bir şekilde kullanmaktadır. Oleg Gaydukeviç, liberal ekonomik reformlar vaadiyle dikkat çekerken, Aleksandr Hijnyak ve Sergey Sırankov ise daha geleneksel ve devletçi bir yaklaşımı benimsemektedir.
Belarus’ta bu seçimlerin önemi, sadece ülkedeki siyasi iklimi değil, aynı zamanda bölgesel dengeleri de etkilemesi beklenmektedir. Seçim sonuçları, Belarus’un geleceği açısından belirleyici olacaktır ve dünya genelinde Belarus’a yönelik dış politikaların şekillenmesine yol açabilecektir. Seçim sonrası süreç, uluslararası toplum tarafından yakından izlenecek ve sonuçların açıklanmasının ardından, yeni bir dönemin başlayıp başlamayacağına dair tartışmalar yapılacaktır.
