Gezi Parkı protestoları sırasında Beşiktaş’ın taraftar grubu “çArşı” üyesi 35 sanığın yargılandığı dava, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam etti. Duruşmaya, kimi sanıklar ve sanık avukatları katıldı. Dava, Gezi Parkı eylemlerine katılan bireylerin başına gelen olayların yargı sürecinin bir parçası olarak dikkat çekiyor.
Duruşmada savcı, patlayıcı madde olarak değerlendirdiği meşaleleri bulunduran sanık hakkında ceza talep ederken, diğer sanıkların beraatını istedi. Sanıkların son sözleri alındığında, hiçbiri suçlu olmadığını belirterek beraatlarını talep etti. Mahkeme, bilirkişi raporuna dayanarak, meşalelerin patlayıcı madde olarak sayılmadığını ileri sürerek, tüm sanıklar hakkında ‘Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya ve görevini yapmasını engellemeye teşebbüs’ ve ‘Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet’ suçlarından beraat kararı verdi. Ayrıca, 2 sanık hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına, bir sanık hakkında ise ölmüş olduğu için davanın düşürülmesine karar verildi. Beraat eden sanıkların yargılama giderleri ve avukatlık vekalet ücretleri Hazine’ye bırakıldı.
Davanın geçmişi
Gezi Parkı eylemleriyle ilgili olarak 35 sanığa, ‘Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını engellemeye teşebbüs etmek’, ‘Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet’ ve ‘terör örgütü kurma veya yönetme ile örgüte üye olma’ gibi çeşitli suçlamalar yöneltilmişti. Ancak beraat kararları, Yargıtay tarafından bozulmuştu. Bozma ilamında, İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki Gezi Parkı olaylarıyla bu dava arasında hukuki ve fiili bir irtibat bulunduğu belirtilerek, iki dosyanın birleştirilerek karar verilmesi talep edilmişti.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi de yargılamasında Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nin bozma ilamına uydu. Dosya, ’15 Temmuz darbe girişimi’ ve Gezi Parkı eylemlerine ilişkin Anadolu Kültür AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Osman Kavala, eski CIA danışmanı Henri Barkey ile gazeteci Can Dündar’ın da bulunduğu 17 sanıklı Gezi ana davasıyla birleştirilmişti. Bu durum, davanın kamuoyunda geniş yankı uyandırmasına neden oldu.
Davanın 21 Şubat 2022’deki duruşmasında, mahkeme heyeti çArşı davasının yeniden Gezi Parkı davasından ayrılmasına karar vermişti. Bu karar, bağımsız yargının, siyasi olaylar ve sosyal hareketlerle nasıl etkileşimde bulunduğunun bir göstergesi olarak değerlendirilmektedir. Gezi Parkı, sadece bir olaylar dizisi değil, aynı zamanda Türkiye’nin toplumsal dinamikleri ve protesto hakkının ne ölçüde korunduğu üzerine önemli tartışmalara kapı açmış bir dönemi simgeler.
Kaynak: ANKA
