Mardin Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevinden alınarak yerine kayyum atanan Ahmet Türk, DEVA Partisi’nden Sırrı Süreyya Önder ve Pervin Buldan ile birlikte İmralı’da gerçekleştirdikleri Öcalan ziyaretinin ardından bir değerlendirme yaptı. Türk, Nefes Gazetesi’ne verdiği demeçte, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile görüşmelerine de değindi. Görüşmenin içeriğiyle ilgili gelecek beklentileri hakkında bilgi veren Türk, “İyi bir görüşme oldu. İnsanlar, sanki belirli bir konu üzerinden konuşulduğunu sanıyor. Oysa bu bir başlangıç. Toplum olarak buna ihtiyacımız var. Türk halkı da Kürt halkı da yıllardır acılar çekiyor” ifadelerini kullandı.
Türk, “Öcalan’ın silah bırakma çağrısı konuşuldu mu?” şeklindeki bir soruya, “Daha önce bu konular kamuya açıklandı. Geçmişte yapılan görüşmeler sonucunda, İmralı’daki ikinci veya üçüncü ziyaretimizde silah bırakma çağrısı yapılabilir. Ancak şu anda kesin bir şey söyleyemem. Siyasi parti temsilcileriyle görüşerek heyetin tekrar İmralı’ya gitmesi gerektiği anlaşılıyor” yanıtını verdi. Yani, bu konuda süreç devam etmekte.
‘Öcalan görüşmede umut hakkı gibi konuları gündeme getirmedi’
Ayrıca Bahçeli ile gerçekleştirilen görüşmelerde söz konusu olan ‘genel af talebinin’ mevcut olup olmadığı sorusu üzerine Türk, bu tür iddiaların sadece spekülasyon olduğunu vurguladı. Türk, “Öcalan, görüşmede umut hakkı gibi konuları gündeme getirmedi. Suriye ve Türkiye’deki gelişmeler, emperyalizmin Ortadoğu’yu ele geçirme çabası gibi konular üzerinde duruldu. Kendi meselemizi kendimiz çözmeliyiz düşüncesi konuşulmuş. Başkalarının müdahil olması arzu edilmiyor. Öcalan da ‘bu bir iç mesele’ diyor ve çözümün parlamentoda olması gerektiğini belirtmiştir. Bu konuda bilgi veren arkadaşların söyledikleri bunlardır, daha fazla ayrıntı veremem” şeklinde bir yanıt verdi.
Ahmet Türk, temaslarının ardından toplumda bir umut doğması için atılması gereken adımların önemine vurgu yaptı. Türk, görüşmeler ve müzakerelerin ilerleyişinin, özellikle barış konusundaki Türkiye’nin geleceği için kritik bir anda gerçekleştiğini ifade etti. Bu bağlamda, toplumun tüm kesimlerinin barış ve huzur arzusunun ön planda tutulması gerektiğini düşündüğünü belirtti.
Ayrıca, süreç içinde diğer siyasi partilerin de sürece dahil edilmesi gerektiğine inanan Türk, bu görüşmelerin ulusal bir sorunun çözümü için bir platform oluşturabileceğine dikkat çekti. Toplumun, siyasi partiler aracılığıyla bu sorunların çözümü noktasında birlik ve beraberlik içerisinde hareket etmesi gerektiğini vurguladı.
Sonuç olarak, Türk’ün ifadeleri, barış ve çözüm sürecine yönelik umutların yeşermesi adına önemli bir dönüm noktasını temsil ediyor. Müzakere süreçlerinin devamlılığı ve taraflar arasında bir доверие oluşturacak etkili diyalogların sağlanması, Türk’ün vurguladığı gibi, toplumun temel beklentileri arasında yer alıyor.
