İsrail, 13 Mart 2025 tarihinde Suriye’nin başkenti Şam’a hava saldırısı düzenleyerek, hedef olarak İslami Cihad’a ait olduğu belirtilen bir komuta merkezini vurdu. İsrail ordusu, bu merkezde gerçekleştirilen “terör faaliyetlerinin” planlandığını ve yönetildiğini iddia etti. Saldırı sırasında, bölgedeki bir binanın yakınında meydana gelen patlama anı, askeri yetkililer tarafından yayımlanan dokuz saniyelik bir video kaydı ile belgeledi. Videoda patlamanın ardından yükselen yoğun duman net bir şekilde izlenebiliyordu.
Saldırı sonrası, Suriye güvenlik kaynakları, hedefin bir Filistinli şahsa ait olduğunu bildirmekteyken, olayda yaralanan ya da can kaybına uğrayan kişiler konusunda kesin bir bilgi olmadığını duyurdu. Bu durum, bölgedeki güvenlik dinamiklerinin ne kadar hassas olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor. Yaşanan bu hava saldırısının ardından, Suriye’nin resmi haber ajansı, vurulan binanın Şam’ın kenar mahallelerinde yer aldığını belirtti. Bu bilgiler, uluslararası kamuoyunda geniş yankı buldu ve durumun ciddiyetini artırdı.
İsrail, son yıllarda Suriye topraklarında, özellikle İran destekli milisler ve çeşitli Filistinli gruplara yönelik düzenlediği hava saldırıları ile dikkat çekti. Zanzibar yönetimi ise bu saldırıları, uluslararası hukuk açısından bir ihlal olarak nitelendiriyor. Suriye’nin tepkisi, İsrail’in söz konusu operasyonlarının ülkenin egemenliğine karşı bir tehdit teşkil ettiğini vurgulamakta. Gelişmeler, bölgedeki gerilimi daha da artırma potansiyeline sahip.
İsrail ordusu, geçtiğimiz yıllarda birçok kez hava saldırıları düzenleyerek, bu tür grupların askeri kapasitesini zayıflatmayı amaçladı. Bu saldırılar, özellikle Suriye hükümeti ile birlikte hareket eden İran destekli milislerin varlığına karşı bir önlem olarak görüldüğü söylenebilir. Ancak bu hava operasyonlarının, Suriye’deki iç savaşın karmaşık yapısına ek olarak, bölgedeki uluslararası ilişkileri de etkilediği gözlemleniyor.
Ayrıca, uluslararası toplumun bu tür saldırılara karşı gösterdiği tepkiler de genellikle ya zayıf kalmakta ya da belirsiz bir nitelik taşımaktadır. Birçok ülke, Suriye’deki iç savaş ve yaşanan insani krizler nedeniyle, uluslararası hukukun uygulanması gerektiği konusunda uyarılarda bulunsa da, uygulanabilir bir çözüm hala geliştirilmiş değildir. Dolayısıyla, İsrail’in bu tür operasyonlarının Suriye üzerindeki etkileri ve uluslararası alanda aldığı tepkiler, önümüzdeki süreçte daha fazla tartışılan konular arasında yer alacak.
