Siyaset

Erdoğan’dan Tehdit: ‘Haddinizi Bilin’ Uyarısı!



Parti Siyaseti ve Tehditler Üzerine Düşünceler

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, AK Parti Kongre Merkezi’nde partisinin Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’nda yaptığı konuşmada CHP Genel Başkanı Özgür Özel‘i tehdit eden sözler sarf etti. Erdoğan, “Başkomutan olarak sana sesleniyorum; ayaklarını denk al, denk almazsan denk getirmesini de biz biliriz” dedi. Bu sözler, muhalefet partisi liderine karşı açık bir meydan okuma niteliği taşıyordu.

Erdoğan’ın sözleri devamında, “Gereği neyse, ben de komuta kademesini toplayacağım, bunlara davayı açacağız. CHP Genel Başkanı ne kadar erken kendine gelirse o kadar iyi olacak. Diğer türlü Bay Kemal’i götüren çanlar, kendisi için çalmaya başlayacaktır” diyerek muhalif söylemine daha da sertleştirerek yeni bir tartışmanın zeminini hazırladı.

Deniz Yücel’den Tepki

CHP Parti Sözcüsü Deniz Yücel, sosyal medya hesabında Erdoğan’ın sözlerine karşı sert bir tepki gösterdi. Yücel, Erdoğan’ın “Başkomutan olarak sana sesleniyorum; ayaklarını denk al” şeklindeki ifadelerine yanıt olarak, “Cumhuriyet Halk Partisi’nin Genel Başkanlığını yapıp da tehdit edilmeyen, saldırıya, linç ve suikast girişimine uğramayan kimse yoktur” diyerek Erdoğan’ın tavrını eleştirdi. Yücel, “Genel Başkanımız Özgür Özel’e yöneltilen tehdit, yalnızca ona değil, aynı zamanda demokrasiye ve millet iradesine yöneltilmiştir” şeklinde ifade etti.

Yücel, açıklamasında, “Türkiye’nin 1. partisinin Genel Başkanını kimse bu şekilde tehdit edemez, had bildiremez. Yaverleri dahi FETÖ’cü çıkmış biri, hiç edemez, hiç bildiremez! Cumhuriyet Halk Partisi savaş meydanlarında kurulmuştur. Baskıya boyun eğmez, kimden gelirse gelsin tehditlere pabuç bırakmaz!” ifadelerine yer vererek, parti tarihine atıfta bulundu.

Bu diyalog, Türk siyasetinde gergin bir atmosferin devam ettiğini gösteriyor. İki lider arasındaki bu sert üslup, ülkenin siyasi dinamiklerini etkileyen ortamı daha da harekete geçirebilir. Yücel’in bu açıklamaları, muhalefetin kendi içindeki dayanışmayı artırmak ve aynı zamanda demokratik değerleri savunma adına yürüttüğü bir mücadele olarak da yorumlanabilir.

Bu olaylar, Türkiye’deki siyaset arenasında gerilimi artırarak, hem muhalefet hem de iktidar partilerinin izleyicileri arasında uzun süre etkili olacak bir tartışma başlatabilir.


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu