Ekonomi

Almanya’nın Ekonomi Krizi: Seçimler Kritik Dönemeçte!

Almanya’nın Ekonomik Durumu ve Federal Seçimler

Almanya’da 23 Şubat 2025 tarihinde gerçekleştirilecek olan federal seçimler, ülkenin ekonomik refahı ve savunma konularındaki risklerle dolu bir ortamda gerçekleştirilecektir. Avrupa’nın en büyük ekonomisi olma unvanını taşıyan Almanya, Avrupa Birliği’nin gayrisafi yurt içi hasılasının (GSYH) yaklaşık dörtte birini elinde bulundurmaktadır. Bu sebeple Almanya’nın siyasi yapısı, kıta genelindeki ekonomik büyüme ve ticaret fırsatları üzerinde belirleyici bir etkiye sahiptir.

Sonunda, 25 yıl aradan sonra tekrar “Avrupa’nın hasta adamı” olarak anılıp anılmayacağına dair incelemeler gündeme gelmiştir. Seçim süreci, ülkenin yapısal sorunları ile baş etmeye çalışırken, büyüme ve rekabet gücü konularında zorluklarla doludur. Göç ve iltica politikalarının yanı sıra, Alman seçmenlerin en büyük kaygısı ekonomik refah olmaya devam etmektedir.

Savaşın ve Yapısal Sorunların Etkisi

Rusya-Ukrayna savaşı, 4. yılına girmesiyle beraber, Almanya’nın güvenlik kaygılarını daha da artırmıştır. Ekonomi ise geçen yıl artan rekabet ve yapısal sorunlarla birlikte, sektöründe ardı ardına iki yıl küçülme kaydetmiştir. 2025 yılına düşük büyüme beklentileri ile başlayan Almanya, sanayileşmiş ülkeler arasında en zayıf performansı sergilemesi bekleniyor. Almanya’nın bel kemiğini oluşturan sanayi şirketleri, dış talepteki düşüş ve artan enerji maliyetleri gibi makroekonomik zorluklarla mücadele etmekte zorlanmaktadır.

Bir dönem oldukça başarılı olan iş modeli, yani düşük maliyetli enerji ve ara malı ithalatı ile üretilen yüksek kaliteli ürünlerin ihraç edilmesi artık geçerliliğini yitirmeye başlamıştır. Kovid-19 salgını, tedarik zincirinde yaşanan kesintiler ve jeopolitik sorunlar, enerji maliyetlerinin artışı gibi faktörler, ekonominin zayıf yönlerini gün yüzüne çıkarmıştır. Bu durum, yüksek maliyetler, bürokrasi ve demografik sorunlar gibi yapısal zorlukların yanı sıra, Almanya’nın uluslararası alanda geri kalmasına neden olmaktadır.

Sanayi ve Ekonomi Üzerindeki Etkiler

Sanayi üretimindeki düşüş ve zayıf ihracat, yeni hükümetin karşısındaki kritik tehlikeleri oluşturuyor. Elektrikli araç pazarındaki durgunluk ve Çin rekabeti gibi nedenlerle, otomotiv sektörü krizle yüzleşmekte; bu durum, ülkenin GSYH’sinin neredeyse %30’unu kapsayan sanayi sektörünün büyük zorluklarla karşı karşıya kalmasına neden olmaktadır. Elektrik ve gaz fiyatlarının yüksekliği, enerji yoğun sektörlerde rekabet gücünü azaltmakta ve özellikle son nükleer santralin 2023 yılındaki kapanmasıyla enerji seçimlerinin daralmasına yol açmaktadır.

İthalat Sorunları ve Ticaretle İlgili Gelişmeler

Donald Trump döneminde, Almanya’nın ABD ile olan ticaret fazlalığı rekor seviyeye ulaşmış ve bu durum ticaret savaşları riskini artıran bir etki yaratmıştır. Trump, Almanya’nın ticaret fazlasını eleştirerek ek gümrük vergisi uygulama tehdidinde bulunmuştur. Bu ticaret fazlası, özellikle otomotiv sektöründen kaynaklanmaktadır. Trump’ın տնտեսֆի փողն ավելացնելը 70 milyարդաւ, մակուտույս երկրների հակադրություններում շրջական միջազգային գծի իրավիճակի ընդհանուր մտահոգություն է առաջացնում:

Bunun yanında, Almanya’nın “borç freni” olarak bilinen mali kuralı da tartışma konusu olmuştur. 2009’dan beri uygulanan bu kural, bütçe açığını kontrol altında tutarak hükümetin borçlanmasını sınırlamaktadır. Ancak, bu kuralların hangi yönde değişeceği konusunda potansiyel koalisyon partileri arasında görüş ayrılık

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu