İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, İran’da Hicri Şemsi takvimine göre yeni yılın ilk günü olan Nevruz Bayramı vesilesiyle bir yazılı mesaj yayımladı. Bu mesajda, Arakçi, özellikle ABD’nin o dönemki Başkanı Donald Trump’ın yaptığı açıklamalara yanıt vererek, İran’ın diplomasi ve diyalog konusundaki inancını vurguladı. Arakçi, bu bağlamda, “Biz, diplomasiye ve diyaloğa inanıyoruz ve diplomasinin tek taraflı politikalara, haksız baskılara, zalim yaptırımlara, sindirme ve tehditlere uygun bir alternatif olduğuna inanıyoruz. İran her zaman diyaloğa ve müzakerelere hazır olmuştur. Bu müzakereler eşit bir konumdan yürütülür ve İran halkının çıkarlarına hizmet eder.” ifadelerine yer verdi.
Bu açıklamalarıyla İran, uluslararası ilişkilerdeki mevcut gerilimlere dair bir duruş sergilemiş oldu. Hicri Şemsi takvimi, İran için oldukça önemli bir takvim sistemi olup, yeni yılın başlangıcı, toplumsal ve kültürel birçok kutlamanın yapıldığı bir dönemi işaret eder. Nevruz Bayramı’nın, sadece İran için değil, aynı zamanda birçok Orta Doğu ve Orta Asya ülkesinde de kutlanan bir bayram olması, bu mesajın uluslararası bağlamda ne denli önemli olduğunu göstermektedir. Dolayısıyla Arakçi’nin mesajı, yalnızca iç politikalarla alakalı değil, aynı zamanda küresel dinamikler açısından da kritik bir öneme sahiptir.
Arakçi’nin vurgulamış olduğu diplomasi ve diyalog çağrısı, İran’ın uluslararası arenada daha iyi bir ilişki kurma isteğinin bir göstergesi olarak değerlendirilebilir. Son dönemde, özellikle ABD yönetiminin İran’a yönelik uyguladığı yaptırımlar ve ambargolar, İran’ın ekonomik ve siyasi açıdan zor bir dönem geçirmesine sebep olmuştur. Bu nedenle Arakçi’nin söylediklerinin, halkın çıkarlarına hizmet edecek müzakereler sonrası bir politika belirlemek amacı taşıdığı öne sürülebilir. Ayrıca, Türkiye, Rusya ve diğer bazı ülkelerle olan ilişkilerinin de bu müzakere sürecinde önemli bir etkisi olacağı düşünülmektedir.
Diplomasi, cezai yaptırımlar ve tehditler yerine geçerli bir yol olarak sunulduğunda, Arakçi’nin bu söylemi, dünya genelindeki diğer ülkelere de önemli bir mesaj niteliği taşımaktadır. Zira, uluslararası ilişkilerdeki gerilimlerin ve anlaşmazlıkların yalnızca düşmanca tutumlarla çözülemeyeceği, daha çok diplomatik yollarla ilerlemenin gerekliliği ön plana çıkmaktadır. Bu noktada, İran’ın diyalog kurma isteği, özellikle Batılı ülkelerle olan ilişkilerinde bir yumuşama sürecinin başlangıcını işaret edebilir.
Ayrıca, İran’ın iç politikasında da bu tür mesajların arz edilmesi, hükümetin halkla olan bağının güçlendirilmesi amacını güdebileceği gibi, uluslararası arenada İran’ı daha olumlu bir şekilde göstermeye yönelik bir stratejinin parçası olarak da yorumlanabilir. Sonuç olarak, İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi’nin Nevruz Bayramı için kaleme aldığı this message, hem iç hem de dış politika açısından önemli bir durumu ifade etmekte; İran’ın duruşunu, sahadaki güç dengesini ve diyaloğa açık olma isteğini net bir şekilde ortaya koymaktadır.
