Küresel iklim değişikliği, son yıllarda özellikle tarımsal üretimin verimliliği üzerinde ciddi olumsuz etkilere neden olmaktadır. Çiftçiler, arazilerini tarımsal üretime en iyi şekilde hazırlamak için çaba sarf etmelerine rağmen, iklim koşullarındaki bu olumsuz değişimler beklenen ürün verimini almayı oldukça zorlaştırmaktadır. Başer, bu durumun başlıca örneğinin Tekirdağ’da yaşandığını ifade etmektedir.
Özellikle sonbaharda birçok çiftçi, kuraklık nedeniyle ekmiş oldukları kanola tarlalarını bozmak zorunda kalmışlardır. Başer, Tekirdağ’da yaklaşık 400 bin dekar alana kanola ekildiğini, fakat yağışların geç gelmesi nedeniyle ekilen arazilerin önemli bir kısmının zarar gördüğünü belirtmektedir. Ürünlerin topraktan çıkışında yağış olmaması, bu durumu daha da kötüleştirmiştir.
Çiftçiler, kuraklığın olumsuz etkileriyle başa çıkmak için kanola ekili tarlalarını bozdular ve bu durum, onları kışlık bitkiler ekmeye yönlendirmiştir. Bu bağlamda, çiftçilerin alternatif ürünler yetiştirmesi gerekliliği ortaya çıkmıştır.
“AYÇİÇEĞİ ÜRETİMİ AZALACAK”
Başer, ayrıca kuraklığın sadece kanola değil, ayçiçeği üretimini de olumsuz etkilediğini dile getirmektedir. Kuraklığın çiftçiler açısından büyük bir sorun oluşturduğunu ifade eden Başer, ilerleyen 10 yıllık süreçte bölgede ayçiçeği tarımının önemli ölçüde azalacağı ve çiftçilerin ürünlerini diğer bölgelere kaydırmak zorunda kalacaklarını belirtmektedir. Bu bağlamda, küresel iklim değişikliği ile mücadelede, kanola, ayçiçeği ve buğdaya alternatif olabilecek kışlık bitkilerin tarım alanlarına dahil edilmesine ihtiyaç duyulmaktadır. Trakya bölgesinde nohutun önemli bir alternatif fırsat sunduğunu vurgulamaktadır.
Başer’in önerileri arasında, çiftçilerin nohudun yanı sıra tritikale ve diğer farklı ürünlere yönelmeleri gerektiği de bulunmaktadır. Bu yeni stratejiler, çiftçilerin hem verimliliğini artırmaya hem de değişen iklim şartlarına daha dayanıklı ürünler yetiştirmelerine yardımcı olabilir.
Sonuç olarak, tarımsal üretimdeki bu zorluklar, çiftçilerin adaptasyon süreçlerini hızlandırmakta ve yeni ürün alternatiflerinin geliştirilmesini zorunlu hale getirmektedir. Çiftçilerin, tarımsal alanlarda verim sağlamak için azot miktarını artıran baklagiller ve yem bitkileri ekmeleri gerektiğini belirten Başer, bu stratejilerin tarımsal üretimin sürdürülebilirliği açısından büyük önem taşıdığını vurgulamaktadır.
