İngiltere hükümeti, kıtada şap hastalığının yayılması nedeni ile kişisel et ve süt ürünleri ithalatına yönelik yasağın kapsamını genişlettiği haberini duyurdu. Bu değişiklik, 2023 yılının Ekim ayı itibarıyla yürürlüğe girdi. Yeni düzenlemelere göre, İngiltere’ye giriş yapan yolcuların Avrupa Birliği (AB) ülkelerinden sığır, koyun, keçi, domuz eti ve süt ürünleri getirmeleri yasaklanmış durumda. Özellikle, yolcuların birlikte getirdikleri sandviç, peynir, salam, çiğ et ve süt gibi ürünler, ambalajı ne olursa olsun veya gümrüksüz satış mağazalarından alınmış olsalar bile yasak kapsamına girecek.
İngiliz hükümeti, bu önlemin ardında yatan nedenleri açıkladı. Hükümet, Türkiye, İtalya ve diğer Avrupa ülkelerinde yaşanan şap hastalığı salgınından etkilenmeden, ülkenin hayvan sağlığını korumak, çiftçilerin güvenliğini sağlamak ve gıda güvenliğini artırmak amacıyla bu kararı aldığını belirtti. Böylece, ülke genelinde hayvancılık sektöründe yaşanabilecek potansiyel tehditlerin önüne geçmeyi hedefliyor.
Bu gelişmeler, yalnızca İngiltere’de değil, kıtanın diğer bölgelerinde de benzer önlemleri tetikleyebilir. Örneğin, 2023 Ekim ayının başlarında Avusturya, şap hastalığı nedeniyle Macaristan ve Slovakya sınırlarını kapatmıştı. Bu durum, Avrupa genelinde yaşanan hayvan sağlığı endişelerini gözler önüne seriyor. Şap hastalığı, özellikle sığır gibi hayvanlar üzerinde ciddi etkiler yaratabilen bir viral enfeksiyondur ve bu tür hastalıkların yayılması, çiftliklerde geniş çaplı karantina ve kontrol önlemleri gerektirebilir.
Hükümet, aynı zamanda bu tür önlemlerin yalnızca kısa vadeli değil, uzun vadeli sonuçlarının da olabileceğini ifade ediyor. Bu yasakların etkili bir şekilde uygulanması, sektördeki çiftçilerin güvenliğinin sağlanması açısından büyük önem taşıyor. Dolayısıyla, bu önlemlerle birlikte İngiltere, hastalığın yayılmasını engellemek için kararlı bir duruş sergiliyorum.
Sonuç olarak, İngiltere hükümetinin bu yeni düzenlemesi, hem iç piyasa hem de uluslararası ilişkiler açısından geniş etkilere sahip olabilir. Şap hastalığı gibi ciddi sağlık tehditleri, hükümetlerin dış ticaret politikalarını ve sınır güvenliğini nasıl şekillendirdiğini bir kez daha gösteriyor. Tüm bu gelişmelerin ardından, özellikle hayvancılık ve tarım sektöründeki aktörlerin, oluşabilecek sağlık tehditlerine karşı tedbirli olmaları gerektiği açık. İlgili kuruluşların, bu tür hastalıkları önlemek adına daha sıkı denetimler ve etkili politikalar geliştirmesi bu açıdan önem arz ediyor.
