İngiltere’de Laboratuvar Üretimi Gıdalar İçin Yeni Düzenlemeler

İngiltere, laboratuvar ortamında üretilmiş gıdaların satışını önümüzdeki iki yıl içinde onaylama sürecini hızlandırmayı planlıyor. Bu konuda Gıda Standartları Ajansı (FSA), bu tür ürünlerin onay süreçlerindeki gecikmeleri azaltmak için yeni düzenlemeler üzerinde çalışmaktadır. Laboratuvarlarda üretilen bu gıdalar, çevreye duyarlı alternatifler olarak öne çıkarken, küçük kimyasal tesislerde üretim gerçekleşmektedir.

Dünya genelinde, Singapur, ABD ve İsrail gibi ülkeler laboratuvar üretimi et satışını onaylamış durumda. Ancak, İtalya ile ABD’nin bazı eyaletleri bu tür ürünlere yasaklar getirmiştir. İngiltere’deki birçok şirket, mevcut düzenlemelerin onay süreçlerini yavaşlattığını ve küresel rekabette geri kaldıklarını dile getiriyor. Özellikle bu alandaki rekabetin arttığı günümüzde, İngiltere’nin de bu tür ürünleri onaylama sürecini hızlandırma gerekliliği ön planda duruyor.

FSA, laboratuvar ortamında üretilen gıdaların güvenliğinin sağlanması amacıyla bilim insanları ve bu ürünleri üreten şirketlerle iş birliği yaparak yeni düzenlemeler geliştirme hedefindedir. Bununla birlikte, bazı uzmanlar bu düzenlemelerin şirketlerle ortaklaşa hazırlanmasının çıkar çatışmalarına neden olabileceği konusunda uyarıda bulunmaktadırlar. Böyle bir durum, güvenlik standartlarının yeterince sert işlenmemesine yol açabilir ve bu da hem üreticilerin hem de tüketicilerin zarara uğraması riskini beraberinde getirebilir.

Laboratuvarlarda üretilen gıdalar genellikle bitki veya hayvan hücrelerinden elde edilmektedir ve çoğu zaman gen düzenleme teknikleri de kullanılmaktadır. Çevre dostu ve sağlıklı bir alternatif olduğu savunulsa da, bazı bilim insanları üretim süreçlerinin yüksek enerji gereksinimi doğurduğunu ve gıdaların sağlık üzerindeki etkilerinin gereğinden fazla abartıldığını öne sürmektedir. FSA yetkilisi Prof. Robin May, düzenlemelerin bilime dayalı bir temele oturması gerektiğini ifade ederek, “Bu süreç karmaşık olabilir fakat güvenliği sağlamak için bilimin tam olarak anlaşılması kritik öneme sahip” şeklinde açıklamalarda bulundu.