İmamoğlu’nun Tutuklanması: Siyasette Çarpıcı Hamle!

ABD merkezli Associated Press (AP) haber ajansı, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması ve bu olayla birlikte yaşanan protestolar hakkında kapsamlı bir analiz yayınladı. AP, bu gelişmelerin, Türkiye’nin uluslararası siyasette merkez bir ülke haline geldiği bir dönemde gerçekleştiğini vurguladı. İmamoğlu, yapılan sabah baskını sonrasında gözaltına alındı ve rüşvet alma ve ihale yolsuzluğu suçlamalarıyla pazar günü tutuklandı. İmamoğlu, Türkiye’nin en büyük şehri olan İstanbul’u yönetiyor ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan sonra ülkede en tanınmış siyasetçi olarak ön plana çıkıyor.
Analistlere göre, İmamoğlu’nun tutuklanması, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a güçlü bir rakibi etkisiz hale getirme fırsatı sunuyor. Ünlü Ortadoğu uzmanı Monica Marks, “Bu adımı kolaylaştıran özel bir denklem oluştu. Erdoğan’ın uluslararası tepki görmeden bu hamleyi yapabilmesini sağladı” dedi. Marks, Türkiye’nin uluslararası konumunun, İmamoğlu’nun tutuklanmasının mümkün kılınmasına yardımcı olduğuna dikkat çekti. Özellikle Avrupa Birliği’nin de savunma konusundaki zayıflığı, Rusya’nın Ukrayna’ya karşı olan saldırgan tutumu ve Avrupa genelinde göçmen karşıtı eğilimlerin artışı, Türkiye’nin Avrupa için önemini artırdı.
Ayrıca Türkiye’nin NATO’nun en büyük ikinci ordusuna sahip olması ve kendi gelişmiş savunma sanayisi ile yüksek teknolojili silah sistemleri üretmesi, Avrupa’nın sessiz kalmasında büyük etken oldu. İstanbul’un uluslararası rolü ayrıca, Türkiye’nin Ukrayna savaşındaki arabuluculuğu ile de pekişiyor. Bu durum, Avrupa’yı İmamoğlu’nun tutuklanması konusunda daha temkinli olmaya itiyor. Marks, Avrupa’nın İmamoğlu’nun tutuklanmasına vereceği tepkilerin minimize olmasının nedenlerini de bu bağlamda ele aldı.
İMAMOĞLU’NUN ‘TUTUKLANMA DENKLEMİ’
AP’nin raporunda, İmamoğlu’nun tutuklanma zamanlamasının esas nedeninin iç siyaset olduğu ifade edildi. Sabancı Üniversitesi’nden siyaset bilimci Berk Esen, CHP’nin İmamoğlu’nu 2028 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday gösterme kararının, tutuklama sürecini tetikleyebileceğini belirtti. Esen, Erdoğan’ın, İmamoğlu’nun adaylığını engellemeyi umduğunu, ancak CHP’nin ön seçim kararı üzerine hareket etmek zorunda kaldığını aktardı. Başka bir iç gelişme ise, PKK ile başlatılan yeni barış süreci ile Kürt seçmenlerin CHP’den uzaklaştırılması için atılan adımlar oldu. Bu da Erdoğan’a, İmamoğlu’nun 2019 yılında elde ettiği İstanbul zaferinden sonra, karşısında en güçlü alternatif olarak duran bir rakipten kurtulma fırsatı tanıyor.
BU ARTIK SON DURAK
AP, İmamoğlu’nun karşılaştığı birçok siyasi yasak tehdidinin de önemli olduğunu belirtti. Gazete, üniversite diplomasının iptal edilmesini, İmamoğlu’nun Cumhurbaşkanlığı hedefinin önüne konulmuş bir engel olarak nitelendirdi. Analistlerden Selim Koru, bu tür yargı hamlelerinin İmamoğlu’nu sadece “haksızlığa uğramış” bir figür olarak yansıttığını söyledi. Koru, “İmamoğlu’nu bir düşman haline getirmeleri gerekiyordu ki kendisine yöneltilen suçlamalar halk tarafından ciddiye alınsın. Stratejik hedef ise net: 2028 seçimlerinden önce İmamoğlu’nu etkisiz hale getirip, CHP’yi zayıflatmak,” ifadelerini kullandı. Marks ise bu tutuklamayı, Türkiye’nin siyasi gidişat