Ayna Moleküller Tehlikesi: Bilim Dünyası Uyarıyor!

Son dönemde, doğal molekülleri taklit ederek oluşturulan ilaçlar ve tedavi yöntemleri, uluslararası alanda önemli ödüller kazanmıştır. Ancak, bu tür çalışmaların karanlık bir yönü de bulunmaktadır; bu yön “ayna” molekül çalışmalarıdır. Bu çalışmalar, organizmaların moleküllerini ya da tedavi amaçlı kullanılan bileşenleri, doğal moleküllerin ayna görüntüsü esas alınarak tasarlamayı amaçlamaktadır.
Dünya çapında birçok bilim insanı, sentetik olarak oluşturulan bu ‘ayna’ mikroplarının, dünya üzerindeki yaşam için “benzeri görülmemiş bir risk” oluşturabileceği yönünde endişelerini dile getirmektedir. Hatta bazı bilim insanları, ‘ayna yaşam’ mikroplarının oluşturulma araştırmalarının durdurulmasını talep etmektedir.
Nobel ödüllü araştırmacıların bulunduğu uluslararası araştırma grubu, doğada mevcut moleküllerin ayna görüntülerinden üretilmiş ayna bakterilerin çevreye yayılabileceğini ve doğal organizmaların bağışıklık sistemini aşabileceğini vurgulamaktadır. Bu durumun sonucunda insanların, hayvanların ve bitkilerin ölümcül enfeksiyonlarla karşılaşabileceği konusunda ciddi uyarılar yapılmaktadır.
Yaşayabilir bir ayna mikrobun tasarımı, en az on yıl süren bir araştırma ve geliştirme süreci gerektirmektedir. Bu süreçte elde edilecek sonuçların zorluğuna rağmen, araştırmaların getirdiği riskleri değerlendiren 38 bilim insanı, tüm dünyayı bu tür çalışmaları durdurmaya davet etmiş ve araştırmalara destek veren fon sağlayıcılarından da bu tür çalışmalara maddi destek vermemelerini talep etmiştir.
Pittsburgh Üniversitesi’nde evrimsel biyolog olarak görev yapan Profesör Vaughn Cooper, “Bahsettiğimiz tehdit benzeri görülmemiş bir şey” şeklinde bir açıklama yapmıştır. Cooper, ayna bakterilerin, birçok insanın, hayvanın ve bitkinin bağışıklık sisteminin tepkisinden kaçabileceğini ve kontrolsüzce yayılacak ölümcül enfeksiyonlara neden olabileceğini belirtmiştir.
Bu araştırma grubunun bugün bilinen en önde gelen isimleri arasında, 1990’larda insan genomunun dizilenmesi için önemli çabalar gösteren Dr. Craig Venter, Cambridge Üniversitesi’nden Nobel ödüllü Prof. Greg Winter ve Chicago Üniversitesi’nden Prof. Jack Szostak’ın da yer aldığı ifade edilmektedir.
Yaşam için gerekli birçok molekül (her biri diğerinin ayna görüntüsü olan) iki farklı biçimde mevcuttur. Tüm canlı organizmaların DNA’sı “sağ el” nükleotidlerden oluşurken, hücrelerin yapı taşları olarak görev yapan proteinler “sol el” aminoasitlerden meydana gelmektedir. Doğanın bu şekilde çalışmasının nedeninin belirsiz olması da dikkat çekici bir durumdur; çünkü yaşamın tam tersi bir düzende inşa edilmiş olma ihtimali de bulunmaktadır.
Bilim insanları, daha derinlemesine incelemelere yönelik olarak büyük ve işlevsel ayna molekülleri üretmişlerdir. Bazıları, ayna mikropları üretmeye yönelik ufak adımlar atmış olsalar da, tüm bir organizmanın ayna moleküllerinden inşa edilmesi, mevcut bilgi ve teknoloji seviyesinin çok ilerisindedir.
ANTİBİYOTİKLER ÇÖZÜM OLABİLİR Mİ?
The Guardian tarafından kaleme alınan makalede, ayna molekülleri ile ilgili yeni endişelere de yer verilmektedir. Uluslararası Science dergisinde yayımlanan 299 sayfalık bir rapor, bilim insanlarının ayna moleküller üzerindeki araştırmalardan umutlu olduğunu ancak ayna mikropların taşımış olduğu önemli riskler hakkında küresel bir tartışma çağrısında bulunduğunu göstermektedir.
Bazı araştırmacılar, ayna mikroplarının ölümcül enfeksiyonlara neden olmanın ötesinde, doğal rakipler ve avcılar tarafından kontrol