İsrail, Lübnan’dan Çekilme Süresini Reddetti!

İsrail ordusu, güney Lübnan’dan çekilmesini tamamlamak için belirlenen süreye yalnızca 72 saat kala, bu süreye uymayacağını açıkladı. Hükümet yetkilileri, çekilmenin belirlenen ateşkes anlaşmasındaki süre içinde tamamlanamayacağını bildirdi.
İsrail Hükümeti’nin Dışişleri ve Savunma Komitesi’nin kapalı oturumda ordunun üst düzey yetkilileriyle bir araya geldiği sırada, askeri liderler çekilmenin tam anlamıyla gerçekleştirilemeyeceğini ifade etti. Bu durum, İsrail’in durumu daha da karmaşık hale getirirken, bölgede tansiyonu artırıyor.
ANLAŞMAYA UYMAYAN İSRAİL, LÜBNAN’I SUÇLADI
İsrail ordusunun kuzey komutanı Tümgeneral Uri Gordian, yaptığı bir basın toplantısında Hizbullah’ı ateşkesi ihlal etmekle suçladı. Medyada yer alan haberlere göre, Gordian, Lübnan ordusunun bu ihlallere destek verdiğini öne sürdü. Böylece, taraflar arasındaki suçlamalar ve gerilim daha da tırmanmış oldu.
İsrail, mevcut durumda yalnızca iki Lübnan köyünden çekildi ve hâlâ yaklaşık 60 köyde asker bulundurmaya devam ediyor. Bu bölgelerde yaşayan Lübnanlıların evlerine dönüşlerine izin verilmemesi, insani durum açısından büyük bir sorun haline geldi. İlgili yetkililer, “güvenlik kaygılarını” öne sürerek, bu bölgelerde askeri varlıklarını sürdürmeye kararlı olduklarını ifade ettiler.
TOPLANTI İŞE YARAMADI
Askeri gerginliklerin artması ile birlikte Lübnan Meclis Başkanı Nebih Berri, ABD’li General Jasper Jeffers ile bir araya gelerek ateşkes anlaşmasının uygulanmasına yönelik görüşmeler yaptı. Bu görüşmenin, bölgedeki tansiyonun azaltılmasına katkı sağlaması bekleniyordu. Ancak toplantı sonunda taraflar arasındaki anlaşmazlığın devam ettiği ortaya çıktı.
İsrail’in ateşkes anlaşmasındaki yükümlülüklerini yerine getirmemesi, uluslararası toplumu ciddi anlamda endişelendiriyor. Bölgedeki durumu takip eden uzmanlar, Lübnan’daki çatışmaların yeniden alevlenme riskine dikkat çekerken, tarafların diplomatik çözüm yollarını aramaları gerektiği konusunda her geçen gün daha fazla uyarıda bulunuyorlar. Diplomatik çabaların yetersiz kaldığı bu dönemde, bölgedeki gerginliği azaltacak adımlar atılması büyük önem taşıyor.